Tokyo'da 8 Metrekarelik Evde Kraliçeler Gibi Yaşayan Kadın

Kraliçeler kısmı biraz abartı kabul fakat kendisi en azından mutlu bir hayat sürüyor. Bu yaşantısını da bir video çekerek Youtube'a yüklemiş.

çılgın bir kadın.

böyle bir yerde ancak savaş durumunda konserveyle beslenirken ve saçım sakalım birbirine karışmışken saklanıp ölmemek için yaşarım.

ufkumu genişletmiş videodur. benim tanıdığım kızlar o eve ancak ayakkabılarını sığdırır.

böyle insanlar görünce hayata daha bir pozitif bakıyorum.

ev fiyatlarında dünya'nın metrekare bazlı en pahalı 4. şehri olan tokyo'da yaşamaktadır. ortalama metrekare fiyatı 15.000 dolar. bu tutar istanbul'da 2.200 dolar. evini satıp gelirse rahatlıkla kendisine 0.69 faizden bahçeşehir'de 110 metrekare daire verebiliriz. gel gel buralar çok ferah, refah seviyesi japonya'dan bile iyi.

keşke ülkemizde de bu kadar olmasa da en azından oda kiralama olayı yaygınlaşsa. içinde banyosu, mutfağı, lavabosu olsa, 2 metrekarelik bir balkon, bir de oda. bana yeter de artar bile.

ankara gibi kiraların nispeten istanbul'a göre nerdeyse yarı yarıya olduğu bir şehirde bile 1+1 eve çıkmak, o evin aidatını da ekleyince çok bel büküyor.

gerçi 1+1 evler kültürümüze aykırı diyor bazı zihniyet. sanki yapılmak istenen 3+1 evlerde yapılamazmış gibi.

aynı zamanda dubleks evde yaşayan kadındır. 2.kata bir de ranza koysan al sana tripleks daire.

yıllar önce barış manço'nun japonya'da bir kapsül oteli anlattığı programı hatırlatmıştır.

dünyanın en fütüristik metropolünde, japon minimalizmiyle deneyim kazanarak kraliçeler gibi yaşayan kadındır.

ne içinde özgürlük kompleksi ne etrafında barzolar ne de halinde bir "sürekli memnuniyetsizlik" durumu vardır.
gıpta ediyor ve helal olsun diyoruz.

tokyo'ya özgü olmayan durum. ben edinburgh'da benzer şartlarda yaşıyorum. ilk başlarda yatakta bir taraftan diğer tarafa dönerken başımı duvara her vurduğumda ''yatak bile küçücük anasını satayım'' diyordum çünkü benim bünye dönüşü o noktada bitirmeye alışık değil. evdeki yatağım yayla gibiydi, yayıla yayıla yatıyordum. ama burda 4x2 m2 büyüklüğünde el kadar yere aylık 650 pound kira verdiğimden sorgulamayı bıraktım.

türkiye'deyken birlikte çalıştığım ingiliz arkadaşımla buraya geldikten sonraki ilk konuşmamı hatırlıyorum. kendisi londra'da oldukça büyük ve lüks bir evde yaşıyor. tr'de yayla gibi 3+1 evde yalnız yaşadığımı bildiğinden burdaki durumumu sordu. ''my house is like a dumpster'' dedim, ben acı acı anlatırken o kahkahayı patlattı.


neyse, sonuç olarak single yaşayan insanların çok, kiraların yüksek ve yaşamın pahalı olduğu yerler için sıradan bir durum bu. buralarda kimse 3+1 ev kiralayıp 2000 pound kira vermiyor. onun yerine 6 odalı, her odası küçük bir ev olan bir flat'de aylık 650 pound'a kalabiliyorsunuz mesela. veya adı sizi yanıltmasın ama 10m2 büyüklüğündeki stüdyolara 1000 pound da verebilirsiniz.

tüm bunlara ve aradaki x5 gibi bir parite farkına rağmen emlağın bizden ucuz olması ise tam bir muamma. burada 100 bin pound'a aldığın evi 2000 pound'dan kiraya verebiliyorken bizde 100 bin pound'a sıradan bir ev alıp en fazla 1500-2000 liradan kiraya verebilirsin. demekki tr'deki emlak balonu ürgüp'deki sıcak hava balonlarını geçmiş!

Başka bir Youtuber da Emma'nın evini ziyarete gitmiş.