Türkçedeki "Sik" Kelimesinin Ufkunuzu Açacak Etimolojisi

"Sik" kelimesi nereden geliyor?
Türkçedeki "Sik" Kelimesinin Ufkunuzu Açacak Etimolojisi


"sik" sözcüğü meğer yaklaşık 20 ülkede kullanılıyormuş. kökeninden türeyen kelimeler de ilginç. okuduğunuza değecek:


sik

eski türkçede "siyme organı" anlamına gelir. hayır, "sikme organı" değil; çok fesatsınız. peki, nedir bu "siymek?"

siymek

eski türkçe "sid-" (işemek) fiilinden evrilmiştir. "si-" biçiminden türetilmiş olabileceği düşünülüyor ancak kesin değil, yazılı bir örneği yok. yani "sik", "siyme/işeme organı" demek. divan-ı lügatit-türk'te "er sidti" şeklinde geçiyor, yani "adam işedi" şeklinde.

"sik-" fiili ve türevleri çağdaş türk lehçelerinde de görülür: azerbaycan türkçesi "sikmek" (ters e olacak o, "sikmah" gibi telaffuz ediliyor), türkmen türkçesi "sikmek", özbekçe "sikmoq", uygurca "sikmek", tatarca "sigu", kazakça "sığu", kırgızca "sigüü" gibi formlar hep aynı temel anlama sahiptir.

siktir

"siktir" sözcüğü, türkçeden çoğu balkan ve yakın doğu diline girmiştir. mesela yunancada bir ünlem olarak "sichtír" ve "sichtíri" biçiminde yer alır. ayrıca dilde "sichtirízo" ve "sichtírizma" sözcükleri de siktir sözcüğünden türemiştir.

balkanlarda "sikter" olarak kullanılan sözcük, "sikteruša" yani "siktir kahvesi" olarak misafirlere gitmesi için verilen kahve anlamında kullanılır. benzer bir kullanım rumcada "siktir pilavı" anlamına gelen "sichtír piláfi" söz öbeğinde de gözlemlenir.

siktir sözcüğü farklı dillerde şu varyasyonlarda bulunur: rumca "sichtír", bulgarca/makedonca "sikter", ermenice "siktir", farsça "siktir", arnavutça "sikter", sırpça/hırvatça (bosnakça) "sikter", romence "sictir" (telaffuz: siktir).

başka bir sava göre, "sektir git" gibi tarihi açıdan belgelenmiş kovma kalıplarında yer alan "sektir" sözcüğü, zamanla bulaşma yoluyla "siktir" halini almıştır. bildiğiniz "sekmek" sözcüğünden geldiği iddia ediliyor.

sidik

eski türkçe "sidük" (idrar) sözcüğünden evrilmiştir. kökeni aynı.

siğil

eski türkçe "sigil" sözcüğünden evrilmiştir. kökeni aynı. "çıkıntıdan çıkan sıvı" mantığı var gibi görünüyor. siğillerin üzerine işemek suretiyle tedavi edileceği düşüncesinin neredeyse tüm kültürlerde yaygın olması ilginç.

sivilce

eski türkçe "sigil" sözcüğünden türkiye türkçesi "+ça" ekiyle türetilmiştir.

bonus: sikko

1990'ların ikinci yarısında bilkent üniversitesi çevresinde duyulduğu ve "sik kafalı" deyiminden türetildiği rivayet edilir. kampüs jargonundan çıkıp ünlenmiş bir argo. tarihteki en eski yazılı kaynak ise ekşi sözlük'teki şu entry: #344066

kaynaklar: nişanyan sözlük, etimoloji türkçe, mizah dergilerinde ve internette küfürlü sözcüklerin yazımları (aysel güneş), marcel erdal - old turkic word formation sf. 1:203, 2:642, dictionary of standard modern greek (centre for the greek language), when greeks and turks meet: interdisciplinary perspectives on the relationship since 1923, warum bosnierinnen* für ihren kaffee sterben würden (melisa erkurt), das balkan-kaffee-lexikon (kosmo), kaşgarî - divan-ı lügatit-türk (1073), yadigâr-ı ibni şerif (1421 yılından önce), ebu hayyan - kitabu'l-idrak (1312), mukaddimetü'l-edeb (1300 yılından önce).