Türkiye'de Satılan Ürünlerin Artık Döviz Bazında da Pahalı Olduğu Gerçeği

Ülkemizdeki fiyatları yurt dışıyla kıyaslayan birkaç düşündürücü yorumu derledik.
Türkiye'de Satılan Ürünlerin Artık Döviz Bazında da Pahalı Olduğu Gerçeği
iStock

türkiye'nin döviz bazında da pahalı olması, son zamanlarda iyice gözümüze çarpan bir gerçek

eskiden türkiye yabancılar için ucuzdu ama artık o ucuzluk gitti. mal ve hizmetler çoğu kalemde diğer ülkelere kıyasla daha pahalı, evet döviz bazında bile.

avrupa'da 10 bin euro olan araç burada 30 bin euro. orada 100 dolara aldığınız north face mont burada 800 dolar, almanya'da 20 euro olan kahve makinesi burada 100 euro.

bağcılar'da 3+1 daireyi satıp amerika'da ortalama bir eyaletten müstakil garajlı bir ev alabilirsiniz.

amerika'da kıymanın kilosu 200 küsür lira türkiye'de ise iki katı. türkiye'de ortalama 5 yıldızlı bir otele vereceğiniz 1 haftalık ücretle neredeyse bütün avrupa'yı gezebilirsiniz.

eskiden gurbetçiler boş bavulla gelirdi buraya, her şeylerini buradan alırlardı. şimdi yurt dışından kim gelse bön bön fiyatlara bakıyor.

sonuç olarak türkiye ucuz bir ülke değil. döviz bazında bile ucuz bir ülke değil. 2500 euro gelirle avrupa'da daha rahat yaşayabilirsiniz ama aynı paraya türkiye'de istediğiniz her şeyi alamazsınız.

"ülke pahalı değil sizin paranız değersiz" diyenlerin, bu dediklerini kısmen boşa çıkaran durum

evet paramız değersiz bu doğru ama artık durum o kadar kötü ki, burada alacağınız malı yurt dışından alınca hayvan kadar vergisi, döviz kuru, cartı curtuyla alsanız bile daha ucuza alabiliyorsunuz. bu ülkede yetişen, bu ülkede üretilen, bu ülkenin malı olan şeyler ihracat yapıldıktan sonra yurt dışında daha ucuza satılıyor anasını satayım, bu nasıl oluyor? senin yanıbaşındaki, hatta belki de evinin yanındaki tarlada yetişen meyveyi sebzeyi kuruyemişi vs yurt dışına satıyorlar ve aynı malı sen o yurt dışındaki insanlardan daha pahalıya yiyorsun. hatta senin yediğin de en kötü kalitede olanı. ihracatı yapılan mal her zaman en kalitelisidir. adamlar senin toprağındaki malı, senin yediğinden kat kat kalitelisini senden ucuza yiyor. böyle bir düzeni, böyle bir olayı istesen yapamazdınız. 21 yılda gelinen nokta bu işte.

yılın 9 ayı los angeles, 3 ayı istanbul'da yaşıyorum

los angeles'ta market alışverişi ve hatta dışarıda fast-food türkiye'den daha ekonomik. west hollywood gibi bir mahallede verdiğim kira ile istanbul'da orta halli bir mahallede 3+1 ev kiralayamıyorum bile.

nişantaşı'nda bir barda kokteyle $20 istiyorlar. los angeles'ın en kral mekanında fransa'dan özel gelmiş barmenin elinden içtiğim kokteyl ise $15.

arkadaşlar açık ve net, süpermarket konusuna değinmek istiyorum

ingiltere'deki market ve manavlarda satılan ürünlerin %60-70'i pound fiyatıyla türkiye'deki tl fiyatı aynı seviyede. yani türkiye'de insanlar türk lirası kazanıp pound harcıyor. ingiltere, dört tarafı denizle çevrili bir ada iken (nakliyenin zor olduğu bir yer), türkiye ise her şeyi kendi üretebilen ve yetiştirebilen bir ülke...

daha da eklemek istiyorum: ingiltere'de minimum saat ücreti 13-15 pound iken türkiye'de 45 tl (1.87 pound), yani hadi siyasi kısmı s*ktiredin, ingiltere'deki esnaf 10 kat daha pahalıya personel çalıştırırken türkiye'deki fiyatlarla aynı fiyata ürün satıp kar edebiliyor, üstüne hayvan gibi vergi veriyor... türkiye'deki süpermarketler, yok pahasına insan çalıştırıp, hayvan gibi kâr (ingiltere'deki marketlerden daha fazla kar ediyorlar) edip, belki de türlü giderler gösterip kuş kadar vergi veriyorlardır...

diyeceğim bu kadar.

Son bir örnekle bitirelim

hadi katma değeri yüksek olan ve yurt dışından ithal edilen ürünlerin aşırı yüksek vergiler dolayısıyla pahalı olmasını bir nebze anlayabiliyorum ama market alışverişinin bile inanılmaz pahalı olduğunu söylemem gerekir.

polonya'dayım ve burada et ve süt ürünlerinin türkiye'ye kıyasla ucuz olmasını da bir nebze anlayabiliyorum ama yılın 6 ayı kar altında olan, lahana, patates ve brokoli dışında çok bir şey yetişmeyen memlekette bile sebze meyve fiyatları türkiye'den çok daha ucuz. eskiden türkiye'den dönerken valizim dolu gelirdim, şimdi türkiye'ye giderken valiz dolduruyorum.