Ursula K. Le Guin'in Gözlerden Birazcık Kaçan Nefis Bilim Kurgu Romanı: Rüyanın Öte Yakası

Le Guin'in 1971 tarihli modern klasiğini mercek altına alıyoruz.
Ursula K. Le Guin'in Gözlerden Birazcık Kaçan Nefis Bilim Kurgu Romanı: Rüyanın Öte Yakası
Fotoğraf: Instagram @ruyazeyneperdun

the lathe of heaven (rüyanın öte yakası), ursula k. le guin'in harika bilim kurgu romanıdır. bu ursula nasıl bir yazar arkadaş, nasıl bir hayal dünyası var da mükemmel eserler yazmış zamanında ya. bir insan ölse de eserleriyle güzel hatırlanır, saygı duyulur. ursula da güzel hatırlanan ve saygı duyulan bir yazar işte.

hikaye teknik bir ressam olan george orr'ın gerçeği değiştirebilecek rüyalarından kurtulmayı istemesi ve bu yüzden kafasına göre ilaç kullanmasıyla başlıyor. her ne kadar istemese de, akıl hastanesine yatmamak için psikiyatrik tedavi almakta zorlanır. sonra psikiyatrdan terapi seansları almaya başlamış fakat psikiyatr krizi fırsata çevirerek orr'ın etkili rüyalarının gerçeği değiştirebileceğini söylemiş ve bu şekilde ikna etmiş onu…
beyin dalgalarını kontrol eden makine ile deneyler yapmış, orr'ın yeteneklerini geliştirmiş.

yalnız george orr'ın gördüğü her etkili rüya psikiyatrın işine yaramış, hükümdar olmaya kadar götürmüş… orr da faydalanmış bu durumdan, ekonomik durumu iyileşmiş fakat sonra rahatsız olmaya başlamış… çünkü orr'ın tek derdi her şeyin olması gerektiği gibi kalmasıymış. bu yüzden avukatla tanışmış ondan yardım istemiş fakat avukata aşık olmuş. avukat ise onun için seanslara katılıp yardım istemiş. aşkı da çok iyi anlatan bir eser aynı zamanda. “aşk taş gibi durduğu yerde beklemez, tıpkı ekmek gibi yapılmalıdır ; hep yeniden yapılmalı, taze tutulmalıdır.” <3

seanslar ve terapilerden sonra şehri uzaylılar esir almış lakin orr uzaylıların barışçıl olduğunu hayal etmiş ve uzaylının biriyle sohbet etmiş. cesaretini topladıktan sonra da kendisinin etkili rüya yeteneğini almak isteyen psikiyatrı alt eder. hikayenin sonunda da sevdiği kadınla birlikte olmak için uğraşır, başarır ve onunla bir yola çıkar.

“insanı insan kılan yalnız ve yalnız diğer insanlar üzerindeki etkisi ve diğer insanlarla kurduğu ilişkileri; ahlak da insanın başkalarına iyilikte bulunması, kişinin sosyopolitik bütün içinde üzerine düşen işlevi yerine getirmesi olarak tanımlanmadığı sürece hepten anlamsız bir terimdi.” çok ama çok doğru…

bazı bilim kurgu romanlarını insan okurken zorlanır çünkü beyinde şekillenmesi oldukça zordur fakat bu roman hayal gücü zayıf olan insanın bile rahatlıkla okuyacağı bir eserdir. ama romanın ana kahramanı olan george orr, her şeyin olması gerektiğini savunarak, yeteneğini güçlü olmak için kullanmayarak kalbime taht kurmuştur. kaldı mı george orr gibileri ya? kalmadı tabii.

“onun gibi, dünyada her şeyin bir sebebi olduğuna, insanın bir parçası olduğu bir bütünün var olduğuna ve onun parçası olmakla insanın da bütünlendiğine inanan biri ne olursa olsun asla tanrı rolüne soyunmaya heves etmez. yalnız kendi varlıklarını yadsımış olanların oynamaya can attığı bir oyundur tanrıcılık.”

Kitaba bayılmayan birinin yorumunu da görelim

rüyanın öte yakası, le guin’in ortalama üstü eserlerinden biri. yanlış anlaşılmasın ortalama üstü diyince. iyi kitap, gayet iyi kitap. okumanızı kesinlikle tavsiye ederim hatta. ama konu realite/gerçeklik sorgulama olunca insan ister istemez philip k dick ile kıyaslıyor, bu karşılaştırmayı yapınca da bir tık zayıf kalıyor dick’in eserlerine göre. zaten le guin kitabı dick’e tribute olarak yazmış, hatta dick de kitap hakkında gayet olumlu yorumlar yapmıştır. ama the lathe of heaven’da dick kitaplarındaki o neyin gerçek olup olmadığını anlamaya çalışırken yaşanılan kafa karışıklığı, adeta sarhoşluk hissi yok bu eserde. ama bu spesifik konu dışında diğer alanlarda gayet başarılı kitap.

öncelikle, le guin karakterleri mükemmel yaratmış her zaman olduğı gibi. dr. haber özellikle, tam o çılgın bilim adamı havasını veriyor. otoriteyi eline alınca yaşadığı güç sarhoşluğu filan çok iyi yansıtılmış. keza, diğer bir ana karakter olan george orr da o pasif kişilikli adamı çok iyi yansıtıyor. hatta, yan karakter diyebileceğimiz avukat lelache bile tam olmuş bence.

keza işlediği temaları da gayet iyi ve açıkca anlatıyor kitap. burda tek eleştirim arada küresel ısınma vb. gibi sosyal konulara değindiği bölümler. bunlar biraz infodump tadında olmuş, hikaye’ye hiçbir katkısı yok, eğreti duruyor bence. ama onun dışında olay örgüsü olsun, hikayenin akışı, uzunluğu, finali vb. gibi her şey yerli yerinde.

özetle, 180 küsür sayfada yine çok iyi bir eser yaratmış le guin. favori le guin kitabım mı? hayır, the left hand of darkness hala kral benim için, hatta hainish evrenindeki ilk kitaplar bile başa baş gider. okumanızı tavsiye eder miyim? yüzde yüz. tek tavsiyem bundan sonra bir philip k dick kitabı/öyküsü de okumanız.