Yas Süreci Hakkında Bugüne Kadar Çekilmiş En İyi 30 Film

Karanlık bir dönemi atlatmaya çalışan karakterlerle dolu bu filmler, eğer siz de benzer bir zamandan geçiyorsanız yaralarınıza özellikle merhem olacak gibi.
Yas Süreci Hakkında Bugüne Kadar Çekilmiş En İyi 30 Film

30) you're ugly too (2015) - (mark noonan)

stacey, annesinin ölümünden sonra dayısı will ile birlikte irlanda'nın iç kesimlerindeki uzak bir bölgeye taşınır ve birbirleriyle vakit geçirip birbirlerini tanıdıkça geçmişin karanlık gölgeleriyle yüzleşmek zorunda kalırlar. irlanda mizahıyla harmanlanmış, yeniden ayağa kalkma ve yas sürecini atlatma üzerine kayda değer bir yapım.

29) midsommar (2019) - (ari aster)

yas sürecinden geçmekte olan genç bir kadın hem bu süreci atlatmasına hem de sallantıdaki ilişkisini kurtarmasına yardımcı olur umuduyla erkek arkadaşı ve onun birkaç arkadaşıyla birlikte ücra bir isveç köyüne seyahat eder. ne var ki cenneten bir parçaymış gibi duran bu köy, görünüşünün aksine, aslında cehennemin bir yansımasıdır.

28) milyang (2007) - (lee chang-dong)

shin-ae, oğlu jun'la birlikte, ölen kocasının doğduğu kasabaya taşınır. kendini toparlamaya, uyum sağlamaya ve yeni temeller atmaya çalışırken, başka bir trajik olay hayatını yeniden alt üst eder.

27) le fils (2002) - (j. p. dardenne & l. dardenne)

bir süre önce oğlunu kaybetmiş olan oliver, sorunlu ailelerden gelen çocuklara marangozluk öğreterek onları hayata yeniden kazandırmaya çalışmaktadır. bir gün atölyesine 16 yaşındaki francis gelir ama oliver nedense bu genci yanına çırak olarak almayı reddeder. sonrasında ise onu koridorlarda ve sokaklarda takip etmeye başlar.

26) flic (2005) - (masahiro kobayashi)

kazuo murata, karısının vefatı sonrası varoluşunun anlamını yitirmiş bir polis memurudur. meslektaşı namekawa, murata'nın yaşadığı acıyı atlatabilmesine yardımcı olması umuduyla bir cinayet soruşturmasını yürütmek için onu tokyo'ya bağlı küçük bir kasabaya götürür. ancak karısının anıları peşini bırakmayan ve alkolizme de yakın olan murata, yavaş yavaş gerçeklik algısını kaybetmeye başlar.

25) estiu 1993 (2017) - (carla simón)

6 yaşındaki frida, annesinin ölümünün ardından dayısı ve yengesi tarafından koruma altına alınır ve onlarla birlikte yaşamaya başlar. yaşayacağı yeni evi, doğduğu yer olan barcelona'dan uzakta kırsal bir bölgededir. haliyle şehirde büyümüş, istediği çoğu şeye sahip olmuş frida'nın taşradaki yeni hayatına alışması öyle kolay olmayacaktır. küçük kız bir yandan annesinin kaybını kabullenmeye çalışırken, diğer yandan yeni ailesinde kendine bir yer edinmeye gayret gösterir. yönetmen carla simon'un kendi hayatından yola çıkarak çektiği dokunaklı bir ispanyol filmi.

24) about schmidt (2002) - (alexander payne)

kısa bir süre öncesine kadar hayatında herhangi bir sorun bulunmayan warren schmidt, emekliliğinin ardından karısını kaybedince kusursuz hayatı birdenbire tepetaklak olur. bir de üstüne kızının hiç tasvip etmediği bir adamla evlenmek üzere olduğunu öğrenen schmidt, bu duruma müdahale etmek için yola çıkar ve bu yolculukta hem merhum eşi hem de kendisiyle ilgili bazı keşifler yapar.

23) garden state (2004) - (zach braff)

andrew largeman, televizyon kariyerinde tutunmaya çalışan bir aktördür. psikiyatrist babası, yıllarca onun üzerinde baskı kurmuş ve hatta tekerlekli sandalyeye mahkum olan annesinin durumuna onun sebep olduğuna andrew’u inandırmıştır. günlerden bir gün annesinin ölüm haberini alan andrew, yaklaşık 10 yılın ardından memleketine geri döner ve hemen hemen hiçbir şeyi bıraktığı gibi bulamaz. o esnada kendi hayatındaki bazı problemlerle boğuşan genç bir kızla tanışır ve bu kız onun uzun süredir göz ardı ettiği gerçeklerle yüzleşmesini sağlar.

22) what dreams may come (1998) - (vincent ward)

chris ve annie, birbirlerine delicesine aşık bir çifttir. kendi kurdukları pembe dünyalarında gayet huzurlu bir biçimde yaşamaktayken bir otomobil kazasında çocukları ölünce büyük bir depresyona giren annie'yi chris'in sevgisi ve şefkati yaşama bağlar. ancak günün birinde chris de ölünce, bunca acıya daha fazla dayanamayan annie kendi canına kıyar. karısıyla cennette buluşacağını uman chris, onun cehenneme gönderildiğini öğrenince cenneti terk eder ve karısını kurtarmak için cehennemin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkar.

21) the way (2010) - (emilio estevez)

dünyanın dini içerikli en uzun rotasına sahip olan 'camino de santiago' yolunda yürürken çıkan fırtına yüzünden ölen oğlunun cenazesini almak için fransa’daki st. jean pied de port’a gelen amerikalı tom, eve geri dönmeden önce çok sık görüşmediği için çok iyi tanımadığı oğlunu daha iyi anlayabilme umuduyla onun geziyi tamamlama arzusunu gerçekleştirmeye karar verir.

20) my brother jordan (2020) - (justin robinson)

jordan robinson'un yaşamını ve ölümünü ona oldukça derin bir özlem duyan küçük kardeşi justin'in gözünden anlatan dokunaklı bir belgesel.

19) james white (2015) - (josh mond)

new york'un keşmekeşinde hedonist bir yaşam tarzı benimseyerek ayakta kalmaya çalışan yirmili yaşlarındaki james white, hem babasının vefatı hem de annesinin amansız bir hastalığa yakalanmış olmasıyla yüzleşince üzerine büyük bir ağırlık çöktüğünü hisseder ve kendine zarar verme içgüdüsü ile annesine destek olma sorumluluğu arasında takılıp kalır.

18) trois couleurs: bleu (1993) - (krzysztof kieslowski)

julie, ünlü bir besteci olan kocasını ve kızını trafik kazasında kaybeder. kazadan yaralı kurtulan genç kadın yaşadığı acının tutsaklığından kurtulabilmek için kendini hem herkesten hem de her şeyden izole ederek yeniden özgürleşmek ister. ancak acı veren hatıralardan, geçmişten uzaklaşarak tam anlamıyla özgürleşmek pek kolay değildir. hele hele paris'in hareketli sokaklarında insan etkileşimlerinden kaçınmak neredeyse imkansızdır.

17) the perks of being a wallflower (2012) - (stephen chbosky)

içe dönük bir genç olan 15 yaşındaki charlie, lisedeki ilk yılına başladığında bir yandan çalkantılı geçmişinin nevrotik etkileriyle boğuşurken diğer yandan da en iyi arkadaşının intiharıyla baş etmeye çalışmaktadır. aynı okuldaki son sınıf öğrencileri sam ve patrick'le kurduğu dostluk sayesinde arkadaşlığın, aşkın ve müziğin zevkini yeniden keşfetmeye başlar.

16) big fish (2003) - (tim burton)

insanları gençliğinin fantastik hikayeleriyle eğlendiren babasının anlattıklarına hiçir zaman inanmayan william, babasının cenazesindeyken o hikayelerin gerçeklik payına sahip olduğunu görür ve babasını daha yakından tanımak için tüm bu hikayeleri bir araya getirerek yapbozu tamamlamaya çalışır.

15) monsieur lazhar (2011) - (philippe falardeau)

sevilen bir ilkokul öğretmeninin intiharı tüm öğrencilerini oldukça derinden sarsar. bunun üstüne cezayirli bir göçmen olan bachir lazhar, travma yaşayan çocukların bulunduğu sınıfta vekil öğretmenlik yapsın diye okul yönetimi tarafından apar topar işe alınır. yeni öğretmen ve öğrencileri arasında ilk günlerde kültürel bir çatışma yaşansa da bir süre sonra bu çatışma kaybolur ve öğrenciler yaşadıkları travmayı bay lazhar sayesinde yavaş yavaş atlatmaya başlar. çocukların iyileşmesine yardımcı olan lazhar, aynı zamanda kimselerin bilmediği kendi acı dolu geçmişini de kabul etmeyi öğrenir.

14) a ghost story (2017) - (david lowery)

kaybın, geriye kalanların, aşkın ve varoluşun korkunçluğunun keşfine çıkan filmde yakın zamanda ölmüş, beyaz çarşaflı bir hayalet, evine dönerek karısına ulaşmaya çalışır.

13) coco (2017) - (l. unkrich & a. molina)

12 yaşındaki miguel'in en büyük kahramanı efsanevi meksikalı gitarist ernesto de la cruz'dur. ancak cruz hayatını kaybetmiştir ve haliyle miguel'in onunla tanışma imkanı yoktur. her gün onun şarkılarını dinleyen miguel günün birinde ünlü müzisyenin gitarını bulur. ancak gitarı çalması onu bir anda ölüler diyarı'na götürüverir. çıkış yolunu arayan miguel, düzenbaz hector'la karşılaşır ve birlikte miguel'in aile tarihinin ardındaki gerçek hikayeyi keşfetmek için olağanüstü bir yolculuğa çıkarlar.

12) nomadland (2020) - (chloé zhao)

nevada kırsalında yaşayan 60'lı yaşlarındaki fern şehirdeki ekonomik çöküşten etkilenince neredeyse her şeyini kaybeder. kocasının da vefat etmesinin ardından karavan haline getirdiği minibüsüne atlar ve modern bir göçebe olarak geleneksel toplumun dışındaki hayatı keşfetmek için yola çıkar. batı amerika'nın uçsuz bucaksız coğrafyasında yolculuk ederken, ona akıl hocası ve yoldaş olacak insanlarla tanışır. film, kapitalizm ve neoliberalizmin söndürdüğü ışıklara bir ağıt yakarken, aynı zamanda o sönen ışıkların yine onlara rağmen yeniden canlandırılabileceğinin, yani başka bir hayatın da mümkün olabileceğinin ihtimalini hatırlatır.

11) doraibu mai kâ (2021) - (ryûsuke hamaguchi)

iki sene önce kaybettiği eşinin yasını tutmaya devam eden başarılı yönetmen yusuke kafuku, çehov’un vanya dayı oyununu sahneye koymak üzere hiroşima’da bir festivale çağırılır. festival komitesi burada ona 20 yaşında bir kadın şoför tahsis eder. ikili, yaptıkları yolculuklar esnasında kayıplar ve yalnızlıklar üstüne iyileştirici sohbetler ederken, aynı zamanda geçmişten gelen bazı sırlar ve itiraflar da ortaya çıkar.

10) reign over me (2007) - (mike binder)

charlie, 11 eylül saldırılarında üç kız çocuğunu ve karısını kaybedince kendini dışa kapatmış, hayatta bir amacı, yapmak istediği bir şey kalmamış bedbaht bir adamdır. alan ise hayattan istediği her şeye sahiptir: iyi bir eş, pırlanta gibi çocuklar ve de mükemmel bir iş... yıllar sonra üniversitede oda arkadaşı olan charlie ile karşılaşan alan, charlie’nin içinde bulunduğu zor durumdan çıkması için ona yardım etmeye karar verir.

9) up (2009) - (p.docter & b. peterson)

rastlantı eseri yolları kesişen iki çocuk, yıllarca sürecek tatlı ve dokunaklı bir hikayenin başkahramanlarıdır. maceracı doğan ve hayattaki her şeye dair çocuksu saf meraklar barındıran ellie’nin tek hayali dünyayı gezebilmektir. carl ise sessizliği ve dinginliğiyle örttüğü maceraperestliği ve kocaman kalbiyle ellie’nin tek isteğini gerçekleştirebilmeyi dilemektedir. iki küçük çocuk büyür, evlenir, yaşlanır... ölüm ellie’nin kapısını çalar, carl ise sevdiğinden kalan tek şeyi, bu çocuksu hayali gerçekleştirmeye koyulur. ancak carl, yolculuğa başladıktan sonra en büyük kabusunu da yanında götürmekte olduğunu fark eder: fazlasıyla iyimser, doğa kaşifi 8 yaşındaki russell.

8) three billboards outside ebbing, missouri (2017) - (martin mcdonagh)

tecavüz edilip vahşice öldürülen kızı angela'nın üzüntüsünü atlatmaya çalışan mildred hayes, kasabanın şerifi bill willoughby ve kanun kuvvetlerinin bu konuda gerekli adımları atmadığına inanmaktadır. cinayetin üzerinden aylar geçmesine rağmen katille ilgili somut bir delile ulaşılmaması, sonunda acılı anneyi oldukça farklı bir çözüme iter. kasabanın çıkışındaki 3 büyük reklam panosunu kiralayan ve bunlara cinayetle ilgili şerifi suçlayan mesajlar yazdıran hayes, vazgeçmesini isteyen herkese tek başına meydan okuyacaktır.

7) bao gio cho den tháng muoi (1984) - (dang nhat minh)

film, küçük oğluna ve hasta kayınpederine bakmak için her gün çabalayan, bir yandan da kocasının yakın zamanda savaşta öldürüldüğü gerçeğini onlardan saklamaya çalışan vietnamlı duyen'e odaklanıyor. vietnam savaşını ve o savaşın etkilerini amerikan sineması perspektifinden görmekten sıkılanlara...

6) love liza (2002) - (todd louiso)

mutlu bir evliliği ve iyi bir kariyeri olan web tasarımcısı wilson joel’in hayatı karısı liza’nın nedensiz yere intihar etmesiyle birdenbire altüst olur. çektiği acıyla nasıl baş edeceğini bilemeyen genç adam, çareyi, ne onu ne karısını ne de geçmişini bilen model uçak fanatiklerinin arasına karışmakta bulur. onu rahatlatan tek şey ise model uçaklarda kullanılan yakıtın kokusunu içine çekerek kafa bulmaktır. liza, intihar etmeden önce wilson'a bir mektup bırakmıştır. ancak wilson, karısının kendi canına kıymadan hemen önce ona itiraf edebileceği gerçekleri öğrenmekten köşe bucak kaçmaktadır.

5) demolition (2015) - (jean-marc vallée)

eşini trafik kazasında trajik bir şekilde kaybeden yatırım uzmanı davis mitchell, duygusal bir çöküntü yaşamaktadır. kayınpederi, aynı zamanda çalıştığı yerin sahibi olan phil'in tüm çabalarına rağmen davis hayatına kaldığı yerden bir türlü devam edemez. tüm hayatını sorguladığı bu dönemde giderek kontrolünü kaybetmektedir. günün birinde parasını kaptırdığı yiyecek otomatı şirketine yazdığı şikayet mektubu sayesinde hayatına giren karen, davis’in duygularıyla yüzleşmesine ve bir şeylere yeniden başlama cesareti bulmasına aracı olur.

4) ordinary people (1980) - (robert redford)

büyük oğullarının ölümünün ve diğer oğullarının intihara teşebbüs etmesinin ardından normal hayatlarına dönmeye çalışan talihsiz bir ailenin portresi. geçmişteki güzel günlere büyük bir özlem duyan anne beth, herkesin gözdesi olan büyük kardeşi buck'ın öldüğü kazaya tanık olduktan sonra derin bir suçluluk psikolojisine kapılan küçük oğul conrad ve ailesini bir arada tutmaya çalışan baba calvin...

3) aruitemo aruitemo (2008) - (hirokazu koreeda)

film, bir yaz gününde iki kardeşin, yanlarına eşlerini ve çocuklarını da alarak yaşlı ebeveynlerini ziyaret etme hikâyesini konu alıyor. aile, 12 yıl önce bir çocuğun hayatını kurtarırken kazara boğulan en büyük kardeş junpei'yi anmak için onun her ölüm yıldönümünde bir araya gelir. basit ve heyecansız gibi duran bu hikâye, koreeda'nın dokunuşlarıyla harika bir vuruculuk kazanır. zaten koreeda'nın alametifarikası da burada gizlidir, sıra dışı olmayan konuları zarafet ve incelikle işlerken, sizi filmdeki karakterlerin hemen yanı başında duruyormuş ve onların sıkıntılarını ya da mutluluklarını onlarla birlikte yaşıyormuşsunuz gibi hissettirir. bu filmde de aile içindeki gizli çatışmaları, dile getirilmeyen hayal kırıklıklarını ve hiçbir zaman sona ermeyecek bir yası o kadar duru ama vurucu bir anlatımla işler ki, hayranlık duymamak elde değil.

2) in america (2002) - (jim sheridan)

irlanda'dan amerika'ya göçen bir aile, bir yandan ölen çocuklarının yas sürecini atlatmaya çalışırıken bir yandan da hell's kitchen'daki zorlu yaşam koşullarına adapte olmaya çalışır. fikrimce, yas sürecinden geçmekte olanlar için terapi niyetine izlenecek 1 numaralı filmdir. özellikle de filmin son 3 dakikası o terapinin zirve noktasıdır. çok sevdiği birini kaybetmenin acısıyla yüzleşmek zorunda kalanların asla aklından çıkmayacak şahane bir final, harika bir film.

1) manchester by the sea (2016) - (kenneth lonergan)

lee, ağabeyi joe’nun ölümünün ardından genç yaştaki yeğeninin yasal vârisi olduğunu öğrenir. haliyle çocuğa göz kulak olmak için doğup büyüdüğü kasabaya geri dönmesi gerekmektedir, ancak lee'nin burada yaşadığı travmatik bir olay, taşınma konusunda isteksiz davranmasına neden olur.