Yaşayanlar Kendi Tecrübelerini Anlatıyor: Kız Arkadaş Bulmanın Gittikçe Zorlaşması

Kız arkadaş bulmak, veya genel olarak sevgili yapmak gittikçe zorlaşan bir şey mi? Peki neden? Yaşayan Sözlük yazarları kendi tecrübe ve fikirlerini paylaşmış.
Yaşayanlar Kendi Tecrübelerini Anlatıyor: Kız Arkadaş Bulmanın Gittikçe Zorlaşması
The Lonely Guy (1984)

genel şeylerle başlayalım

kız arkadaş bulmanın imkansızlaşması, sosyal medyanın ortaya çıkışıyla beraber kadınların erkeklerin sadece yüzde 5-10'luk kısmına ulaşma arzusu yüzünden yaşanan bir olay. işin acı kısmı şu ki değiştiremediğimiz şeyler yüzünden bile elendiğimiz oluyor. tipin olsa boyun kısadır, boyun olsa tipin yoktur, bu ikisi olsa paran yoktur, bunların hepsi olsa ağzın laf yapmasa yine eleniyorsun. şimdi burada siz de kadınlardan güzellik bekliyorsunuz diyen kadınlar olacak ama erkeklerin çoğu 5/10 üstü kızlara razı ki kadınların önemli bir kısmının ilişkide güzellik dışında sunduğu şeyler de kısıtlı. kadınlara güzellik, kilo konusunda toplum tarafından politik doğrucu davranılırken bir erkeğin kısa olması durumda bütün aşağılayıcı ifadelere katlanmak zorunda.

bakın puanlama sistemi ile anlatacağım

erkek: ortalama bir üniversite okumuş, kıdemli mühendis, 40.000 tl geliri var, tipi, boyu ortalama, espri yeteneği ortalama, ortalama genel kültürü var, ortalama model arabası var, kirada tek başına oturuyor, instagram'da 163 takipçi. 7 puan verelim.

kadın: lise sonrası devam etmemiş, bir işe girip bir çıkıyor, sabit geliri yok, ailesiyle yaşıyor, ortalama boy, ortalama güzellik, genel kültür ortalama altı, instagram'da 761 takipçi. 4 puan verelim.

7 puanlık erkeğimiz, 4 puanlık kız ile tanışmak için mesaj atar. ancak 4 puanlık kızımız, 7 puanlık erkeğin profilini inceler, 'ay bu hadsiz ne cesaret bana mesaj atıyor' diye düşünür. mesaja cevap bile vermeye tenezzül etmez. tanışma gerçekleşmez.

kız arkadaş bulmak, yaş almaya başladıkça daha da imkansızlaşmaktadır

kendisine saygısı olan hiç bir erkek, tanışma uygulamalarına girip, üç beş eli yüzü düzgün kadına, topla tüfekle nefes almadan yürüyen ne idüğü belli olmayan binlerce hırbodan biri olmak istemez.

iş yeri desen fos. herkes bankacı, öğretmen, plaza çalışanı değil. yönetici pozisyonundaysan durum zaten daha da vahim. ne yapacaksın, çalışanına mı yavşayacaksın?

kafe, bar vs daha da sinir bozucu. 20 li yada 30 lu yaşların başında değilsen, hemcins arkadaş
sayın da azalıyor. herkesin ailesi, eşi dostu, işi gücü, planı programı var. gidersin tek başına, alırsın içeceğini, sap sap karı kız kesmeye gelmiş gibi görünmemek adına gözünü telefondan ayıramazsın. ayırsan ne olacak. karşı masadaki kızı mı keseceksin öküzün trene baktığı gibi. yanına mı gidip konuşacaksın? evli mi, bekar mı, sevgilisi mi var, birini mi bekliyor? kaldı ki kafeler barlar da yalnız gelmiş kızlarla dolu değil.

konsere, tiyatroya, etkinliğe gitmek var, evet. birkaç kez yalnız gitmenizi öneririm. evde youtube izlemeyi tercih edersiniz, o denli depresyon yaratıyor.

siyasal iklimin de bence bunda payı büyük. daha cahilleşmiş, içe kapalı, kültürel ve sosyal aktivitelerin azaldığı, ekonomik kaygıların ön plana çıktığı, mutsuz, asık suratlı, korku dolu insanların yaşadığı bir yer oldu burası.

yüzde yüz katıldığım tespittir sevgili bulamamak

avrupa'da büyük kısım gayet rahat bir hayat yaşadığı ve çoğunluk orta direk olduğu için oralarda bu kadar önem verilmiyor bu para işlerine. çünkü para kaygısı kimsede yok. kişiliğine, hayat görüşüne bakılıyor.

burada ise kişilik falan hak getire. "kadınlar bir erkekte ilk neye bakar" deniyor cevap olarak da ruhuna, karakterine deniyor ya, külliyen yalan. zenginler arasında bakıyorlar o karaktere. fakirse hiçbir özelliğinin önemi yok.

herkes kendini kurtarma derdinde. ana babalar bile kızlarına zengin koca bulma derdinde ki kendileri de faydalanabilsin. ülkede her şey sarpa sarmış durumda.

birini bulamamak, çoğu kadın ve erkek için geçerli durum

tıpkı avrupa'daki gibi bireysel hayata hazırlayın kendinizi. kedili ve köpekli bir hayat bizi bekliyor. ortalama bir maaşla hayatta kalacağız. artık çift maaşla geçinme işleri bile zor. sürekli kadının "acaba başkalarıyla mı görüşüyor?" "beni aldatıyor mu?" gibi sorularla da uğraşmak zorunda kalmazsınız.

çünkü bu şartlarda kız bulsanız bile, onlar her zaman piyasadaki erkekleri yoklar ve gözlemler. daha iyisini bulduğunda da kaçar gider. filmlerdeki gibi romantik ve emeğe dayalı ilişkiler biteli çoook oldu.

z kuşağı ve y kuşağının bazıları bizler yaşamak için değil, hayatta kalmak için uğraşacağız.

buradan çıkaracağımız sonuç şu dur ki, hayatta her şey talihe bağlı. ailen, çevren, okuduğun okul, finansal şansın... gerçekten gelinecek en boktan dönemdeyiz. her şeye erişim kolay, fakat elde etmesi imkansıza yakın.