Zerre Aksiyon Ögesi Barındırmadan Eğlenceli Olabilen Oyun: Roller Coaster Tycoon
Oyunun açılışı
Nedir, ne değildir?
Chris Sawyer isimli İskoç oyun programcısı tarafından yazılan, bir lunapark inşa edip işletmesiyle meşgul olduğunuz sevimli bir inşaat oyunu. 31 mart tarihinde, 5.99 dolara Microsoft Windows için piyasaya sürülmüştür. Daha sonra çeşitli türleri ve yamaları da çıkmıştır.
aklıma ortaokul yıllarımı getiren, zamanına göre oldukça aşmış, eğlenceli bir strateji oyunu
uykudan uyandığımda çoğu zaman aklıma gelir, yeniden kurup da nostalji mi yapsam diye ama üşengeçlikten bir türlü kurup oynayamadım.
zamanında arkadaşlarımla gördüğümüz en gelişmiş kapitalizm formu olan mahalle bakkalı mantığıyla yönetmeye çalışırdık lunaparkımızı. müşterileri mousela tutup havuza atmak bir kenara, başlarına en ufak şey gelmesin diye en ücra noktaları bile kontrol ederdik. müşteri veliminetimizdi.
arada üç beş serserinin sermayemize vandalist saldırılarını da, "başımızın gözümüzün sadakası olsun, biz de genç olduk" diye babacan bir şekilde sineye çekerdik. tek bildiğimiz ekonomi stratejisi ise, o sıra bakkal amcadan öğrendiğimiz bir kavram olan sürümden kazanmaktı. dondurmanın, kolanın ücretini, fakir çocuklar da yiyebilsin diye hep düşük tutardık. yağmur yağdığında vatandaş mağdur olmasın diye, şemsiye fiyatlarını aksine düşürürdük. öyle gönlü geniş adamlarmışız be. bunların yanında bütün paramızı engebeli arazi düzeltmeye harcayıp yeni rollercoaster satın alacak parayı bulamamamızı ise, "allah herkesin nasibini verir" mantığıyla sabır ve metanetle karşılardık.
bütün bu sosyal stratejilerimizin karşılığını, sınırsız bir müşteri memnuniyeti ve güveni, abuk sabuk kitlelerin parkımıza doluşması ve çoğunlukla zarar edip topu dikmek şeklinde alırdık. allahtan üniversitede ekonomi bilimini okuduk da o zamanlar niye dikiş tutturamamışız anlama fırsatı buldum.
sistemin insan gibi iş yapınca kar etmeye müsait olmadığını taa çocukken insanın beynine sokuyor bu birleşik devletler...
oynadığım hiçbir zaman haritayı tam anlamıyla dolduramadığım oyun
daima "aman harita dolarsa yeni alan satın alamam" korkumdan 4-5 katlı yollar, custom designed trenler yapıyordum. bir oyuncağın ortasında 2x3 kare alan varsa orası mutlaka ya yemek ya da tuvalet olarak kullanılıyordu. yıllar sonra yine oynadığımda bile haritaya yayılamadım, hatta bu sefer daha da sıkışık tasarladım, kısıtlı kaynaklar altında "tutumlu" bir insanım sanırım.
bir de oyundaki ilk amacım borcu kapatıp faiz giderinden kurtulmaktı; "iki sene dişimizi sıkalım" derdim eğer kâr ettiğini bildiğim bir roller coaster geliştirilmediyse. ilk baştaki ar-ge bütçemi rekreasyona değil de tamamen yeni oyuncaklara yönlendirir, başarımı rating ile değil de kasadaki para ile ölçerdim. yazarken o zamanlar kaç yaşımda olduğumu düşünüp yadırgıyorum ama football manager oynarken kâr hesaplayan, simcity oynarken kâr maksimizasyonu peşinde koşan bir insan olarak tutarlıymışım en azından.
buna karşın kaynakları idareli kullanma ve kârlılık konusunda bir çocukluğumu gözden geçirmem gerektiğinin de farkına varmış durumdayım. sebeplerini irdeleyeceğim...
oyunda hunhar zevkler de mevcuttur
- herhangi bir müşteriyi mouse vasıtasıyla tutarak suya atınız, iki çırpınıp vefat edecektir.
- çok yükseklere çıkan güvenlik hede'si olmayan atraksiyonlar dikiniz, ilk sürüşte patlayacak ve içindekileri telef edecektir.
- parkınız eşşek gibi büyüyünce, tüm wc'leri kullanımdışı yapıp parkın giriş kapısına uzanan yolu kaldırınız. ağaç dibini icat edemeyen pek çok kullanıcı, patlama/zehirlenme sonucu ölecektir.
- özellikle sıcak coğrafyalarda her yerlere dondurma ve cips büfesi yapıp meşrubat satan dükkan inşa etmeyiniz, kapıya gelemeden ölen nice müşteriniz olacaktır.
- parka adam topladıktan sonra çıkış kapısını kapatınız, sonra da tüm eğlencelikleri susturunuz. sıkıntıdan dellenen eşraf vandalizm yapacak, sonunda dayanamayıp cinayetlere başlayacaktır...