Asi Seçimleriyle Düzene Ayak Uydurmayı Reddetmiş Bir Kraliyet Üyesi: Monako Prensesi Stephanie
prenses stephanie, 1980’lerin en olaylı, en dedikodulu hatunlarındandı. bir kere en başta, kraliyet ailesinden birinin, bir prensesin pop şarkıcılığına soyunması başlıbaşına bir olaydı. babası prens rainier'ın bu durumdan hiç hoşnut olmadığı ama kızına laf geçiremediğini okuyorduk. bunun yanında stephanie’nin asi tavırları nedeniyle, annesi grace kelly ile arabada giderken yaptıkları kazada ölmesinden de sorumlu olduğu dedikodusu vardı, ki bu kızın hal ve tavırlarına bakılırsa çok da yanlış olmayabilirdi.
denilenlere göre monaco’nun kıvrım kıvrım yollarında giderken kızı arabada annesine saldırmış, grace kelly o nedenle kaza yapmış, araba devrilmiş, 1950’lerin en rüya düğününün sahibesi bu şekilde can vermiş, stephanie kaltağı kurtulmuştu. biricik aşkının ölmesinden kızını sorumlu tutan prens rainier kızını hiç affedememiş diyorlardı. zaten o kazadan sonra, çok sevilen prens rainier ölümüne kadar insan içine çıkmaz oldu (büyük oğlunun da eşcinsel olduğu dedikoduları bulunmaktaydı zaten (bkz: prens albert)).
bütün bunların üstüne, bu kız kısa saçları, deri ceketleri, asi tavırları ile annesinin son derece zarif, tam bir prenses stereotipine uyan görüntüsüne yüzde yüz ters görüntüsü, habire abuk subuk, kel alaka tiplerle yaşadığı aşk dedikoduları ve vermekten bıkmadığı frikikleri, donsuz halleri, üstsüz görüntüleri nedeniyle magazin basınına o kadar çok malzeme oluyordu ki, bir dönem sadece prenses stephanie gene ne haltlar karıştırmış haberleri okuyorduk. yalnız kız allah için çok güzeldi, bakmaya doyulamayan bir suratı vardı, seksenlerin en güzel ablası sandra lauer'den bile daha güzeldi, o kısmına kimse bir şey diyemiyordu. birkaç fena olmayan şarkı yaptı, unicef şarkılarına falan katıldı, sonra da çok da uzun sürmeyen şarkıcılık kariyerini bitirdi ve gündemden düştü. yine de seksenlerin pop kültüründe önemli bir figür olarak tarihte yerini aldı.
çocukluğunda etrafında bulunan korumalardan hoşlanırmış. öyle olunca da, ilk ergenliğinde ilk ilişkisini korumasıyla yaşadı.
sonra biraz daha serpildi ve korumasına abayı yaktı, evlendi. o evlilikten 2 çocuğu oldu. ardından 2 çocuğunun babasından "aldatma" gerekçesiyle ayrıldı, yeni bir koruma işe aldı, evet doğru tahmin ettiniz, ondan da hamile kaldı. sonra çocuğunu babasız büyütmeye karar verdi, korumaya yol verdi. sonra başka bir koruması ile aşk yaşamaya başladı. bir süre sonra ondan da ayrıldı.
ablası prenses caroline korumalarla olan ilişkisine hep karşı çıktığı için, bir sonraki ilişkisinde daha seçici olacağını, bir prensese yakışır bir ilişki yaşayacağını söyledi ve ablasından özür diledi.
daha sonra da çocuğu ile beraber sirk çadırlarında yaşamaya başlamış. sevgilisi fil terbiyecisi.