BİLİM 22 Mayıs 2020
21,4b OKUNMA     552 PAYLAŞIM

Charles Darwin'in Bulgularına Zamanında Erkeklerin Daha Çok Tepki Göstermesi

Darwin'in Türlerin Kökeni ve İnsanın Türeyişi isimli çalışmalarında ortaya koyduğu cinsel seçilim teorileri, dönemin erkek egemen çevresinde tepki toplamıştı. Bakalım nedenlerine.

darwin'in doğal ve cinsel seçilim yasalarına en büyük şiddetle karşı çıkanların yine erkekler olduğunu biliyor muydunuz?

darwin'in düşüncesi neydi?

önce kısaca konuyu anlatayım; darwin küçüklükten itibaren hayvanları, böcekleri çok seven bir gözlemciydi. ilk dünya seyahatinde türlerin erkeklerinin rengarenk olduğunu fakat kadınlarının solgun olduğunu fark etti. zamanla gözlemlerine devam etti ve önemli 2 kitap yayınladı. bunların ilki "türlerin kökeni", 2. ise "insanın türeyişi"di.

oluşturduğu doğal seçilim teorisine göre tür içinde adaptasyon yaratan, çevre şartlarında ayakta kalan yaşar dedi. buna pek itiraz gelmedi fakat "2. kitabında" ağırlıklı olarak dişilerinin erkekleri seçtiğini, insanlarda da benzer durumun olabileceğini belirtmesi tutucu biyolog çevreler hiç sevmedi. erkeklerin güçlenmek ve ayakta kalmak harici görsel nitelikler kazandığı da göz ardı edilemiyordu. en önemli çıkmaz ise doğal seçilimle çelişen "yırtıcılardan kaçmak için bu denli görsel nitelikler(tüy, kuyruk, büyük renkli gövde, renkli büyük gaga) geliştirmeleriydi." çünkü erkekler için bu kolay fark edilmek ve avlanmak demekti. çeşitli biyologlar buna zaman zaman saçma açıklamalar getirseler de darwin'i tam olarak çürütemediler.


o dönemki sosyal çevre

1800'lerde kadınlar daha çok üremek için seçilen varlıklar gibiydi. darwin'i eleştiren bilim adamları da genellikle zenginlik içinde feodal rejimden gelen eğitimli kişilerdi ve haliyle kadının seçim gücünü kabul etmiyorlardı. çünkü kadınlar toplantılarda erkekler için süsleniyordu. bu durum içten içe "güçlü erkeğin seçilimi" olarak darwin'in görüşlerini ispatlasa da o dönemki bilim adamları bunu farklı açıdan negatif olarak yorumladı ve kabul etmedi. belki de darwin tam tersini iddia etseydi, kabul görecekti fakat erkeklerin seçilen bir obje olması fikri ilgi çekmediği gibi karalandı.

hatta darwin'in şöyle bir iddiası vardı: "cinsel seçilim o kadar güçlüdür ki bu tüylerin gelişmesiyle cinsel seçilim adına bir tür yok olabilir ve cinsel seçilim bunu umursamaz!" şunu demek istiyordu: her nesilde dişileri etkilemek için büyüyen uzuvlar ağırlık yaratacak ve bu türler kolay avlanacaktı. çünkü doğal seçilim açısından onlara bir avantaj getirmeyecekti.

genel olarak türlere baktığımızda doğal seçilimle cinsel seçilimin çoğu tür için birbirlerini kontrol ettiğini görürüz. ama tam tersi bir düşünceye göre cinsel seçilim doğal seçilimi alt etmiştir. örneğin irlanda elkleri yok olmuştur. çünkü 1,8 metreden büyük çatal boynuzlarına ulaşan bu tür; cinsel seçilim külfeti yüksek olduğu için evrim sahnesinden silinmiştir. yani her zaman bir doğal denge olmayabilir. özellikle ronald fisher'in bu konuda ilginç çalışmaları olmuştur.

darwin'e karşı çıkan bilim adamı alfred wallace

o dönem bir bilim adamı darwin'in görüşlerine şiddetle karşı çıkarak doğal seçilimin her şeyin üstünde olduğunu savunmuştu. erkeklerdeki renkliliğin ve gösterişin sebebini hayvanların birbirini tanımak için olduğunu söylemiş ve ardından sağlık durumu gösterdiğini ve dışarı çıkmak isteyen enerji olduğu şeklinde yorumlamıştı. bu sebeple üreme döneminde daha da canlı olurlar diye açıklamıştı. hatta bir alıntı yapalım:

"cennet kuşlarının ve tavus kuşlarının aşırı uzamış tüylerinin bu boyutlarda gelişmiş olmasının nedeni, onların kendilerine zarar vermeden sahip olabildikleri kuvvet, yaşam gücü ve büyüme güçlerinin fazlalığındandır."

Wallace

kısaca wallace'a göre süsler yan üründü. açıklamasını erkeklerin üreme dışında tembel olmaları sebebiyle süslerini gizleyememesi ve doğal seçilimin buna izin vermesi şeklinde de ilerletmişti.

dişilerin renksiz oluşunu ise doğal seçilimle açıklıyor ve "çocuklarını korumak zorunda olan dişiler özellikle yuva içinde gizlenemiyorsa iyice soluklaşır." diyordu. yine kapalı ortamda yırtıcılardan uzakta saklanan dişilerin daha parlak renklerde olduğunu gözlemlemişti.

bence dişiler açısından yaptığı açıklama mantıklı olsa da erkeklerin her evrim sonrası görsel özelliklerinin gelişmesini açıklayamamıştır. düşünüldüğünde her durumda erkekler dişilere göre daha fazla yırtıcı tehlikesi altındadır fakat soluk renkte değildirler. ayrıca bilinen bir gerçek enerji fazlası türlerde "yağ" depolama olarak kendini göstermektedir. erkeklerde görsel niteliğin artması enerji fazlası mıdır?

sonuçlar

günümüzde cinsel seçilim, özellikle genetiğin gelişmesiyle büyük oranda kabul edildiğini söyleyebiliriz ki darwin bunları söylerken mendel bile yoktu. yani genetik açısından birçok soru çözümsüzdü. bazı açılardan gizemini korusa da cinsel seçilim her dönem kendini yenileyen bir kavram olarak bilim sahnesinde varlığını sürdürmektedir.

ileri okumalar için kaynak:
geoffrey miller - sevişen beyin, bölüm-2, alfa-bilim, 2010

Dolar Neden Yükselir ve Neden Düşer?

Darwin'in Önce Ayıplanan, Sonra da Doğrulanarak Kabul Gören Cinsel Seçilim Teorisi