george martin'in nesine kızıldığını anlayamıyorum

yazdığı kitap zaten dizisi sayesinde ünlenip satış rekorları kırmaya başlamış, dünya üzerindeki yüz milyonlar için dizi sayesinde varolmuş bir kitap serisi. hadi yüzüklerin efendisi falan ok, 60 yıllık kültleşmiş bir kitap serisi de dizi çekilmeye başlamadan önce kaç kişi biliyordu ya da okumuştu a song of ice and fire'ı?? popüler kültürün - yaratmadıysa dahi haddinden çok fazla şahlandırdığı - bir kitap serisi işte. dizi çekilmeden önce yazılan kadarı yazılmış, dizi çekilmeye başladıktan sonra da dizinin popülaritesiyle eş zamanlı olarak diziye paralel bir şekilde yayınlamaya başladı işte kitapları adam. dizi kitapları besledi, yazılan kitaplar da diziye göre eğilip bükülüyor işte. sonuçta çok büyük paraların kazanıldığı bir sektör işi bu, planlaması da buna göre yapılıyor.

tabii ki de her sezonu arasında koskoca bir sene geçen bir dizi serisinin popülaritesini canlı tutabilmek için kitapların piyasaya çıkış tarihleri de uzatılacak, diziye göre ayarlanacak. hepsi çoktan yazılıp bitirilmiş, sonunu herkesin bildiği bir hikayenin dizisini, sezonları senede 10 bölümden, aralarına toplam 10 ay koya koya bugünkü ilgiyle izletmeye devam edebilirler mi sanıyorsunuz?? kaynaklık eden metnin canlılığı devam etmeli ki dizinin canlılığı devam edebilsin.

bir benzeri daha önce harry potter serisinde de yaşanmıştı

filmler çekilmeye başlayana kadar her sene bir kitabı yayınlanan serinin yeni kitapları, o tarihten sonra filmlerin de 1.5 sene aralarla gösterime girmesi hasebiyle filmlerin ve kitapların popülaritesini aynı anda ayakta tutabilmek adına 2-3 senede bir piyasaya sunulur olmuştu. çıkan her yeni kitaba filmi çekildiği zaman sinema perdesinde şık duracak şekilde bir sürü sinematografik detaylar ve aksiyon sahneleri eklenmeye başlamıştı. sonrasında her biri yazıldıktan en fazla 6-8 ay, bilemedin bir sene sonra filmi çekilen twilight, hunger games, the martian vs. proje kitapları getirildi. 

yani sizin anlayacağınız hep aynı taktik, hep aynı projelendirme

2001 yılında yüzüklerin efendisi ve harry potter serilerinin aynı anda sinemalara gelip fantastik kurgu ve fantastik sinema janrını tarihte eşi benzeri görülmemiş şekilde ana akıma getirip hortlatmasından sonra fantastik kurgu dediğimiz şey tamamen bir projeye dönüştü. fantastik sinema adına bu iki seri ortalığın .mına koyduktan (ve bir sürü boktan kopyaları çekilip gösterime sokulduktan, seyirci fantastik sinemaya bir anlamda doyduktan) sonra fantastik kurgu bu sefer dizi formatında, farklı bir mecrada game of thrones olarak sunuldu gençliğe.

diğerlerinden farklı olarak çağın gereklerine uygun bir şekilde bol bol şiddet ve porno düzeyinde cinsellik soslarıyla. lost vb. bilimkurgu soslu dizileri söylemiyorum burada, tamamen fantastik kurgu olan eserleri diyorum. fantastik kurgunun edebiyat dünyasındaki şahlanışı tamamlandı, ardından o eserlerden beslenen en görkemli örnekleriyle aynı şahlanma sinema sektöründe de tamamlandı, game of thrones'la da şimdi tv dizisi formatında, başka bir mecrada yolculuğuna devam ediyor. haliyle game of thrones da bu sektörün kurallarına uyarak oyunu oynaması gereken bir "ürün" artık. dizisi olmasaydı belki fantastik edebiyat kitaplarının satıldığı raflarda en fazla çok ilgi duyanının bilip okuyacağı, sonra bir kenara atılıp gidecek bir kitapken, artık bir "fantastik kurgu olayı" kendisi, bir sektör. dizisi yoksa kendisi de olamayacak bir ürün.

haliyle kendisini zirveye çıkaran o diziyi çektiren para babalarının ve sektörünün kuralları kendisinden en fazla ne kadar çok para kazanılabileceğini öngörüyorsa, o kadar o sektörün gereklerini yerine getirmek zorunda. j.k. rowling, stephenie meyer, suzanne collins, george r.r. martin... yazardan öte, popüler kültürü üretip yönlendiren çarkın bir numaralı aktörleri değiller de ne sanki. bu milyar dolarlık bir business ve hepsi de aynı işin içinde işte.

gerekirse 5 sene bile sonra yayınlar adam yeni kitabı, yormayın kafayı.