Hollanda'nın Tarım Sektöründe Yaşanan Mini Krizin Anlaşılır Özeti
hollanda'daki son seçimlere oldukça farklı bir yerden bakan, hak ettiği değeri hala görmeyen unherd'de karşılaştığım bir yazıyı paylaşıyorum. başlığı da oldukça sert: "the great food reset has begun", yani "büyük gıda reformu başlamış durumda". okumaya üşenenler için dikkat çekici kısımlardan kısa kısa bahsedeyim...
- bbb hareketi 2030 yılına kadar ülkenin tarım sektöründeki nitrojen emisyonlarını %50 oranında azaltma önerisine karşı yapılan kitlesel gösterilerden doğdu. büyük tarım şirketleri bu hedeflere ulaşabilme şansına sahip ancak küçük ölçektekiler ve aile şirketleri piyasadan tamamen silinecek. yani ana akım medyada bize yedirmeye çalıştıkları "zengin tarım şirketlerinin fonladığı aşırı sağcı cahil taşralı vatandaş" hikayesi palavradan ibaret.
- bu hedeflere ulaşabilmek için önce gönüllülük demelerine rağmen, "gerekirse" zorunlu satın almalar da yapılacağı açıklanmış. stalin ya da mao yöntemlerini hatırlatması bakımından bile ürkütücü.
- hollanda avrupa'nın en büyük et ihracatçısı ve dünyanın en büyük ikinci tarım ihracatçısı olmasına rağmen; dünyadaki emisyonların 0.4'ünden sorumlu. daha da garip olanı tarım sektörü bunun yalnızca yarısına oluşturuyor. bu verilere rağmen hükümetin ve avrupa birliğinin ısrarcılığının altında yatan sebebin -yazıdan aynen alıp koyuyorum- küçük çiftçileri piyasadan silmek ve onların ülke topraklarının muazzam değerini tanıyan çok uluslu tarım ticareti devleri tarafından satın alınmalarına izin vermek olduğunu ileri sürüyorlar.
- dünya ekonomik forumu, g20 zirvesi ve nihayet bazı bm raporlarında ise bakla ağızlardan çıkarılıyor elbette -yine aynen alıp koyuyorum- "nitrojen kullanımının ve küresel hayvancılık üretiminin azaltılması , et tüketiminin azaltılması ve bitki bazlı veya laboratuvarda yetiştirilen ürünler ve hatta böcekler gibi daha 'sürdürülebilir' protein kaynaklarının teşvik edilmesi. örneğin birleşmiş milletler çevre programı, küresel et ve süt ürünleri tüketiminin 2050 yılına kadar %50 oranında azaltılması gerektiğini belirtti."
- son kısmı... küçük ve orta ölçekli çiftçiler, hayatta kalamayacakları sosyal ve ekonomik koşullara maruz kalıyor. köylü çiftlikleri, dünyanın gıda oligarklarının yararına, avrupa ve diğer bölgelerde endişe verici bir hızla yok oluyor ve tüm bunlar sürdürülebilirlik adına yapılıyor. dünya çapında neredeyse bir milyar insanın hala açlıktan etkilendiği bir zamanda.
özetlemek gerekirse; bütün mesele, küresel gıda sistemin dönüştürülmesinin hollanda ayağında çiftçilerin direnişinden ibaret.