SİNEMA 1 Nisan 2018
28b OKUNMA     785 PAYLAŞIM

Marvel'ın İlginç Bir Yere Sahip Thor Üçlemesinin Son Halkası Thor: Ragnarok'un İncelemesi

Thor: Ragnarok, hem Thor üçlemesinin finali hem de Marvel Sinematik Evreni'nin 10 yıllık geçmişini taçlandıracağı Avengers: Infinity War öncesi son filmlerden biri olmasıyla önemli bir yere sahip.


thor: ragnarok ile ilgili konuşmadan önce serinin önceki filmlerine ve avengers filmlerine bakmamız gerektiğini düşünüyorum

ilk thor filmi 2011 yılında kenneth branagh'ın yönetmenliğinde sinemalarımıza konuk olmuştu.

film hikaye tercihi olarak ilginç bir işe imza atıp, thor'u tek bir kasabaya yerleştirip, karakterimize dar kalıplı bir "kahramanın yolculuğu" yaptırıyordu. aynı zamanda uzun soluklu bir villain'a dönüşecek loki'yi de derinlemesine inceliyordu. ilk filmi hiçbir zaman kötü bir film olarak görmedim. lakin çizgi romanlarda anlatılan thor hikayeleri düşünülürse yetersiz olduğunu söylemek pekala mümkün.

ardından avengers geldi.

bu film thor ve loki adına önemli bir filmdi. bence iki karakterde avengers'tan başarılı profiller çizerek sıyrıldı. özellikle loki, marvel cinematic universe'ün en beğenilen kötü karakterlerinden birine dönüştü. thor ise kendi ilk solo filminden daha olgun ve kahramanlığı giymiş bir karakterdi.

2013 yılına gelindiğinde ise karşımıza dizi kökenli yönetmen alan taylor'ın başında olduğu ikinci solo thor filmi olan thor: the dark world geldi ve bence thor ile ilgili olan sıkıntılar bu filmde kendisini gösterdi.

ilk film için söylediğim dar kalıp bu filmde hiç esnetilemedi. seyircinin sevmediği ya da ortalama bulduğu yan karakterler (jane foster, darcy, selvig vb.) yine karşımıza çıktı. hiçbir şekilde mekan çeşitliliğine gidilmedi. bu derece kozmik hikaye anlatma gücü olan bir seri iki film boyunca dünya ve asgard'a hapis kaldı. kısa süreli svartalfheim'a gidilmiş olsa da bizi terkedilmiş çorak topraklar karşıladı. bütün bunlara mcu'nun belki de en zayıf villan'ı malekith'te eklendiğinde karşımıza sadece infinity stone barındırdığı için izlenebilecek bir film çıktı. artık değişim kaçınılmazdı.


avengers: age of ultron'un ardından sıra thor: ragnarok'a geldi

marvel, bu film ile ilgili olarak belki de en cesur hareketi nevi şahsına münhasır bir yönetmen olan ve kendi özgün tarzını filmlerinde çokça hissettiren taika waititi'yi filmin başına getirerek yaptı. üstelik bir yönetmene verdikleri en büyük özgürlüğü de waititi'ye verdi. thor: ragnarok, iyi analiz edilmiş bir film. önceki bütün filmlerin aksayan yönleri tıraş edilmiş. zayıf bulunan yan karakterler hikayeden çıkarılmış. karakterler ve mekanlar açısından neredeyse tamamen yeniden tasarlanmış. taika waititi, bunu yaparken özellikle jack kirby'nin görsel estetiğini ve walter simonson'ın epic hikaye anlatımını kendi tarzıyla muhteşem bir şekilde birleştirmiş. hem yönetmen sineması açısından hem de süregelen bir hikaye anlatımı içerisinde son derece başarılı bir işe imza atmış.


yenilikler bununla da kalmamış. thor dahil olmak üzere neredeyse eski bütün karakterler de yenilenmiş

thor'dan başlamak gerekirse, mizahında katkısıyla chris hemsworth'u ilk defa bu rolde bu kadar rahat gördüm. mimiklerini ve beden dilini çok daha fazla kullanma alanı bulmuş. karakterin film boyunca başına gelen olayları, altına girdiği sorumlulukları seyirciye son derece başarılı şekilde yansıtmış. karakterin gücünü yansıtması açısından da film çok başarılı. yıldırımlar tanrısının, tanrısal gücünü 2011'deki thor filminin jotunheim'daki açılışı dışında ilk defa tüm heybetiyle gördük.


loki ise her zamanki gibi harika

the dark world filminde bile parlayan karakterdi. bu filmde de ekseriyetle başarılı. thor ile olan ilişkisi filmin önemli noktalarından birini oluşturuyor. ikisinin hem ayrı hem de birlikte karakter gelişimleri özellikle avengers: infinity war adına değişik dinamiklere sebep olacak gibi.


valkyrie filmin ön plana çıkan karakterlerinden

çizgi romanlarda çoğunlukla özel isim olarak brunnhilde'yi valkyrie olarak takip ediyoruz. burada değişikliğe gidilmiş. bence sonuç olumlu. filmde karşımıza çıkan valkyrie, hayatın sillesini yemiş, biraz bunalımda aynı zamanda alkolik bir karakter. genel yapısı bana han solo'yu andırdı. filme olumlu katkısı çok büyük. sahnelerini izlemek çok keyifliydi. hela ile olan flashback sahnesinde yanındaki valkyrior'ın tipine dikkat ettiğimizde o kişinin brunnhilde'ye ne kadar çok benzediği hemen göze çarpıyor. harika bir detay olmuş. thor'un valkyrie olan hayranlığı da filme güzel bir ayrıntı olarak yerleştirilmiş.


bir diğer önemli karakter ise tabi ki hulk

önceki mcu filmlerine kıyasla hulk'ta bu sefer çok ciddi değişiklikler var. avengers: age of ultron'un ardından iki yıl boyunca bruce banner haline dönmemiş. bu süreç zarfında sakaar gezegeninde gladyatör dövüşlerinin şampiyonu haline gelmiş. konuşmayı bile sökmüş. bruce banner'a dönüşmeyi reddeden bir hulk bu. film boyunca thor ile olan arkadaşlığını yeniden tanımlaması ve bruce banner dışında da karakter olarak yerini sağlamlaştırması önemli. banner ise yine aynı şekilde filmde başarılı işlenmiş. özellikle hulk'tan banner'a dönüştükten sonra girdiği ruh hali ve toparlanma süreci son derece yerinde ve doğru olmuş. bu sahnelerde mark ruffalo'nun rolünü ne kadar sevdiği ve ne kadar başarılı canlandırdığı çok net görülebiliyor.

(yukarıdaki paragrafla ilgili olarak şunu belirtmek lazım. marvel studios, yasal olarak solo hulk filmi yapamıyor. karakterin asıl hakları universal'da olduğu için marvel'ın solo film yapması mümkün değil. herhangi bir solo filmlerin potansiyel konusu elbette planet hulk ve ona bağlı olarak world war hulk ama bu filmler yapılamadığı için bu hikayeyi thor filmi konseptine yedirebildikleri kadar yedirmeyi başarmışlar. gönül isterdi planet hulk filmi olsun. red king çıksın, caiera çıksın, skaar çıksın, hiro-kala çıksın. ardından hulk ile illuminati'nin karşılaşmasını görelim ama imkansız. o yüzden olabilecek en iyi haliyle uyarlandığını söylemek yine de mümkün.)


filmin villain'ı hela'ya gelirsek ilk söyleyeceğimiz şey elbette cate blanchett farkı

blanchett oynadığı her karakteri özel kılabilen çok etkileyici bir aktris. hela karakter olarak aşırı güçlü bir karakter. hatta rahatlıkla overpowered olduğunu söyleyebiliriz. çizgi romanlarda hela, loki'nin kızı. filmde ise odin'in kızı. filmde bu çok başarılı bir şekilde işlemiş. asgard'ın son günlerinde son savaşı aile trajedisi olarak işlemek seriye yakışmış. 2017 yılı muhtemelen mcu'nun villain problemini aştığı yıl olarak hatırlanacaktır. sırasıyla ego, vulture ve hela harika villain portreleri sergilediler. elbette bu karakterleri oynayan oyuncuların büyüklükleri de bu başarının anahtarlarından.


bunların dışında diğer karakterler içerisinde benim en merak ettiğim karakter kesinlikle surtur'dı

overpowered demişken surtur'ında güç seviyesinin inanılmaz boyutlarda olduğunu belirtmek lazım. filmin açılışındaki muspelheim sekansı görsel açıdan muazzam olsa da surtur açısından keyfimi kaçırmıştı ama surtur'ı finalde bu derece bir güç olarak kullanılma fikrine bayıldım. sadece görsel efekt ve büyük dövüş olması için kullanılmamış. hikayenin içerisine zekice yerleştirilmiş. tıpkı doctor strange filmindeki dormammu gibi. doctor strange demişken, kısa bir rolde strange'i görme fırsatımız oluyor. strange, güç seviyesini belli ki solo filmine oranla hatırı sayılır ölçüde artırmış. benedict cumberbatch'in oynadığı rolünü bu derece anlaması takdire şayan. zira doctor strange, karakteri itibariyle biraz farklı biri. son derece güçlü, serin kanlı, burnu büyük ama ukala olmayan, karşısındaki kim olursa olsun onu ezmeyen ama üstünlüğünü belli eden bir karakter. filmde bunu çok net bir şekilde gördük. cumberbatch'i bu rolde izlemek de harika. en yakın zamanda umarım devam filmi açıklanır. özellikle villain olarak nightmare kullanılırsa muhteşem bir iş çıkabilir.


grandmaster benim filmde en az beğendiğim karakter oldu

filmde gerekliliği aşikar ama izlerken çok keyif almadım açıkçası. odin kısa görünüyor ama harika. hikayeye etkisi üst düzey. hakeza anthony hopkins'in oyunculuğu da öyle. heimdall'da kısa görünmesine rağmen akılda kalıcı. skurge ise hela yalnız başına dolaşmasın diye eklenen ama filmi aşağıda çekmeyen idare eder bir karakter olmuş. skurge'ü asıl ekürisi enchantress'in yanında görmeyi tercih ederdim. 


film genel yapısı itibari ile son derece eğlenceli

mizah dozajı yüksek ama epik olması gereken anlarından sonunda kadar hakkını veren bir film. taika waititi'nin yönetmenlik tarzı ve film ile ilgili açıklamalar seyircinin bir kısmını "acaba film kendisini hiç ciddiye almayacak mı ?) diye endişeye düşürmüştü. ama filmin mizah, ciddiyet ve duygusallığı, süper kahraman filmlerinde son zamanlarda görmediğimiz kadar başarılı şekilde harmanlıyor.

filme olumsuz olarak söyleyebileceğim tek şey sakaar'da fazla zaman geçirmemiz olabilir. özellikle hela ve skurge'ün asgard'daki sahnelerinden ve heimdall'ın peşine düştüğü sahnelerden hikaye ve sinematografi açısından çok keyif aldım. bunların artması, hatta hela'nın diğer diyarlara etkisini görmeyi çok isterdim. ama hikayeyi asgard'ta tutmayı tercih etmişler. bu süreçte thor ve revengers'ın altını doldurmayı başarmışlar. (revengers esprisi çok tatlıydı.)

bu film mcu'nun geleceği açısından da çok önemli

thor'un öncesine oranla çok güçlendiğini görüyoruz. halkının sorumluluğu direktman alıp, kral olması karakterizasyonu açısından çok önemli. umalım ki after credits'in etkisiyle avenger: ınfinity war'da halkına bi'şey olmasın. yan karakterinde güç setlerinde artış var. doctor strange olsun, hulk olsun çok güçlenmiş vaziyetteler. valkyrie, korg ve miek gibi karakterlerde kendilerine yer bulurlarsa avengers için güçlü müttefikler olurlar.

filmdeki easter egg'ler de harikaydı. sakaar gezegeninin jack kirby çizgi romanlarının içinden fırlamış gibi tasarlandığı zaten kimsenin gözünden kaçmamıştır. büst olarak görünen arena şampiyonları detayı da çok iyiydi; beta ray bill, ares, man-thing, bi-beast. hela'nın hazine odasındaki infinity gauntlet'ı fake deyip devirmesi harika oldu. böylece 2011'den beri süre gelen tartışma son buldu. bütün yıkımın içerisinde tesseract'i bile işlemeyi başardılar.


son söz olarak filmi çok beğendiğimi söylemek istiyorum

harika vakit geçirilecek, son derece estetik görünen, mizahı aksiyonla harika harmanlayan bir çizgi roman uyarlaması var kaşımızda. thor serisinin en iyi filmi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. diğer marvel cinematic universe filmleri açısından da çok başarılı ve yaratıcı bir film.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir