Nicolo Zaniolo'nun Galatasaray'da Kalmasının veya Gitmesinin Artı ve Eksileri
ben, erden timur'un zaniolo'yu fırsat transferi olarak aldığında karlı olarak italyan, ingiliz kulüplerine satma ihtimalini de gözettiğini, ancak gidişata göre iddialı bir kadronun parçası olarak kullanabileceğini de düşünüyorum. 15'e aldığın, 5 sene vadeye bağladığın adamı yarım sezon sonra 30+ fiyata satmak kısa vadeli müthiş bir kazanç.
öte yandan, zaniolo'nun kalmasının da gitmesinin de eksileri ve artıları olabilir. dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım.
önce eksilerden başlayalım
öncelikle zaniolo'nun potansiyelinden hiçbirimizin şüphesi yok. ancak takımda kaldığı süre boyunca beklentileri karşılayabilecek bir oyun oynadığını düşünmüyorum (kendisinden neredeyse yarım sezon daha fazla oynayan rashica'dan daha fazla gol atmasına rağmen). örneğin zaniolo ayağında topu gereğinden fazla tutup kaptırabiliyor, savunma katkısı rashica'nın yanına yaklaşamaz, kilit açan, inceci bir özelliğini de henüz göremedik. ayrıca, zımba gibi şut çekmesiyle bildiğimiz bu arkadaş, bazı maçlarda önünde kalan toplara vuramadı. bunu hazır değil, ritmini bulamadı vb. gibi sebeplere dayandırabilmek mümkün değil, çünkü penaltı noktası ve civarlarında değil kendi klasında, pek çok futbolcunun skor yapabileceği şutları çekemediğini gözlemledim. aklımdaki en taze örnek, zalgiris deplasmanında ikinci golü yemeden önce yaptığımız atakta topa vuramayışı. zaniolo'nun benzer bitiremeyişlerini gördüğüm için buna anlam veremiyorum.
ikinci konu, takımın zaniololu bir sistemi nasıl oynayacağı sorunsalı. örneğin rashica takıma adapte edildikten sonra, yunus-kerem'li içe devrilen ters ayaklı kanatlı sistemden, biri çizgiye basan kanatlı sisteme dönmüş; yaratıcılık, dinamizm, savunma katkısı gibi pek çok konuda gelişme gözlemlemiştik. zira rekor seri de rashica'nın takımda sabit oynamaya başlamasıyla geldi. zaniolo'nun oynadığı maçlarda ise, takım kimyasında sanki bir eksiklik göründü.
son olarak, tüm bu endişelerimiz bertaraf edilmiş, zaniolo cayır cayır oynuyor olsun. elbette gönül böyle bir durumda satılmasına el vermez. ancak iki ağır sakatlık geçirdi ve türk takımlarının yapabileceği rutin yatırımların çok ötesinde bir maliyetle geldi. yani bir sakatlıkta, galatasaray ciddi bir mali külfetle karşı karşıya kalabilir; aynı zamanda zaniolo'nun piyasası ciddi anlamda düşebilir. şu an yaşının genç olması ve italya futbolunun wonderkid'i olması bu riski dengeliyor gibi gözükse de, allah muhafaza olası bir sakatlığının takımı mali anlamda müşkül duruma düşüreceği bir gerçek. keza erden timur ve ekibine güvenmekle birlikte, ticaretin alım tarafındaki maharetlerini gördük. satış tarafında ise, henüz alım tarafındaki seviyeye uzağız. bu da zaniolo'nun sakatlanması halindeki satış ihtimalini veya verimli satış ihtimalini düşürüyor.
diğer yandan, oyuncunun artıları yok değil.
en önemlisi, en başta bahsettiğimiz potansiyeli. açık alanda ölümcül bir silaha dönüşebileceğinin sinyallerini verdiği maçlar oldu. ayrıca aygır gibi güçlü, kafası yerindeyken çektiği şutları türkiye'de çekebilecek topçu yok denecek kadar az. hedef cl'de başarı ise, özellikle underdog çıktığımız maçlarda geçiş oyununa müsait bir yapısı var ve kalitesiyle beklentilerimizi cl seviyesinde karşılayabilir. şayet böyle bir senaryoda, cl'de kendini göstermiş, büyük takım yıkmış, italyanın wonderkidi etiketli bir zaniolo'nun süper lig yaftasının itibarına rağmen kayda değer bir transfer kazancı da imkan dahilinde.
ancak artı ve eksileri bir terazide tartınca, "büyük risk büyük kazanç getirir." sonucuna varıyorum ben. peki galatasaray, bu riskleri üstlenecek bir ortama sahip midir? fıtrat olarak belki evet ama, mali olarak bizi zor günler bekleyebilir de.
son bir sözüm de, rashica ile kıyasıyla ilgili. zaniolo'nun gidip gitmemesinden bağımsız ben rashica'yı takımda isterim. nitekim bir takımın tamamı generallerden oluşamaz, asker de gerekir. rashica'nın varlığı, takımın ihtiyacı olan asist odaklılığı, çalışkanlığı, dinamizmi ve savunma desteğini artırır.
umarım kulüp ve kendisi için en hayırlısı olur.