Better Call Saul'un Mahkeme Salonundaki Finalinde Saul, İzleyiciyi Neden Ters Köşeye Yatırdı?

Saul Goodman, nam-ı diğer Jimmy McGill neden bile bile kendisi için iyi olanı değil de kötüyü seçti? Esasında kulağa çok mantıklı gelen bir açıklaması var bunun.
Better Call Saul'un Mahkeme Salonundaki Finalinde Saul, İzleyiciyi Neden Ters Köşeye Yatırdı?

better call saul... gösteriş, diyalog, hatta renk bile kullanmadan tarihin en romantik sahnelerinden birini sunmuş dizi. 6 sezon boyunca neredeyse hiç seni seviyorum demeyen jimmy ve kim ikilisinin aşkına de ancak bu tarz bir anlatı yakışırdı.

bu güzel finale “realist değil, bu adam kim için bile bunu yapmaz” gibi eleştirilerle gelenler, diziyi boş gözlerle izlemişler

jimmy zamanla kötü bir karaktere dönüşmedi. tek yaptığı vicdanından kaçınmak ve hatalarını inkar etmek için kendini saul goodman gibi yapay bir karaktere bürümesiydi. kim de onu terk edince elinde sadece saul karakteri kaldı. tüm vicdan problemini bu karakterle ötelemişti. kim’in yokluğuna da bu şekilde dayanacaktı. boşanma dilekçesi geldiğinde ne kadar parası olursa olsun nasıl yıkıldığını görebilirsiniz. hemen ardından da umursamaz bir tavırla imza atıp alaycı şekilde konuşuyor. çünkü vicdan azabını da problemlerini de ancak bu şekilde geçiştirebilirdi psikolojik olarak. sonrasında da kartel oyununda çok büyük oynadı ve neredeyse kazanıyordu. kendini bir şekilde meşgul etti. ancak bu başarı uzun sürmedi ve artık elinde ne başarı ne de para vardı. kendine itiraf edemediği vicdan azabını bastıracak bir materyal kalmamıştı. bu sebeple saul karakteri de işlevini yitiriyordu. vicdanını bastıramadıkça kim’e olan ihtiyacı daha fazla ortaya çıktı.


jimmy sadece kim tarafından gerçek anlamda sevilmişti

ve sona yaklaştığı anlarında da onu mutlu edebilecek tek şey onun sevgisiydi. zirveyi görmüş, her şeyi elde etmiş ve tekrar kaybetmişti. vicdanını baskılayabileceği hiçbir şey kalmamıştı. abisinin de dediği gibi hiçbir zaman geri dönmek için geç değildi. daha da ileri gidip, kim’in hapse girmesine göz yumsaydı, tamamen kaybolacaktı. bu durumda kendisi için silahını alıp adam öldürmeye gidecek kadar aşık olan kadınını, kim wexler’ı kurtarmayı seçecekti elbette. hem vicdanını rahatlatacak hem de kendi karakteri jimmy’e dönüş yapabilecekti. aşkı için özgürlüğünden vazgeçmiş gibi gözükse de, artık ömür boyu özgür olacaktı. hem kim wexler’ın sevgisini tekrar kazandı, hem de kendi karakteri jimmy geri dönmüş oldu. hem de vicdanından kaçmasına yani saul karakterine ihtiyacı kalmadı. 7 yıl yatıp çıksaydı, hayatında hiçbir amacı kalmamış, aşkını kaybetmiş, kaybolmuş halde, yapay bir kişilikle sefil şekilde ölüp gidecekti. dolayısıyla herhangi bir mantık hatası olduğunu düşünmüyorum. her anlamda tutarlı bir final oldu.


breaking bad öyle bir diziydi ki, spin off’u bile gündemdeki tüm dizileri geride bıraktı. ve maalesef bu güzel evrene artık veda ediyoruz. elveda albuquerque ve onun tozlu yolları. teşekkürler vince gilligan.