Bütün İnsanlığı Ortadan İkiye Bölen Kıyas: Zamanla Sevmek vs İlk Görüşte Aşık Olmak

İlişkilere dair en kadim sorulardan birine dair Sözlük yazarlarının ilgili yorumlarını derledik.
Bütün İnsanlığı Ortadan İkiye Bölen Kıyas: Zamanla Sevmek vs İlk Görüşte Aşık Olmak

zamanla sevmeyi öne çıkaran bir yorumla başlayalım

ilk görüşte aşkın zamanla olumsuz yöne evrilmesi daha kolaydır çünkü insan ilk görüşte aşık olduğunda, onu etkileyen şeyler daha yüzeyseldir. hissedilen şey daha çok heyecan ve tutkudur. sağlıklı ve sağlam bir ilişki için zaman gerekir. ilk görüşte hemen etkilenen insan, aynı şekilde hızlıca soğuyabilir de. fakat tanıdıkça bazı duygular daha sağlam ve güvenilir olur. keşfedersiniz, tanırsınız, derinliklerine ulaşırsınız. tıpkı ağır ağır yanan ateşin daha iyi harlanması, daha çok güçlenmesi ve daha zor sönmesi gibi. ilk görüşte istediğiniz gibi görürsünüz onu, kendinizi bazı şeylere istediğiniz gibi ikna edersiniz, sonra aksi halde hayal kırıklığı yaşarsınız ama zamanla sevdikçe bazı şeyler daha şeffaflaşır ve bu da ilişkiyi daha güvenilir hale getirir. belki ilk görüşte aşkla başlayan ilişkiler de uyumu yakalayarak güzel bir şekilde sürer ama güvenmek ve inanmak için, birinin hem zihninde, hem kalbinde sağlam bir yere yerleşmesi için zaman gerekir. ilk görüşte etkilenip, bizi heyecanlandıran insan, daha sonra kolay kolay zihnimize hitap edemeyebilir. mesela benim zihnime hitap etmeyen insan kalbime de hitap etmiyor. o yüzden tanımam, keşfetmem, gözlemlemem lazım. böylece ya severim ya da uzaklaşırım. eğer zihnime hitap ettiyse kusurlarını da severim ama etmediyse güzellikleri bile beni bazı şeylere ikna edemez. bundan dolayı da birini görüp, kapılıp, aşık olacağıma pek ihtimal veremiyorum.

gerek gönül ilişkilerinde, gerekse arkadaşlık ilişkilerinde birini hayatıma almam ve çok sevmem için zamanla tanımam, anlamam ve derinliklerine ulaşmam gerekir. orada beni etkileyecek, kalıcı bir şekilde içime dokunacak bir şeyler bulmam gerekir. bir insandan çok zor nefret ettiğim gibi, çok zor da severim. ikisi için de zamana ihtiyacım var. ilk gördüğümüz an bir insanı güzel, sempatik, tatlı, seksi, çekici, hoş, itici vs bulabiliriz ama aşk ya da sevgi gibi büyük ve özel duygular kolayca hissedilmez bence. yine de ilk görüşte aşık olanların da sadece fiziksel özelliklere aşık olduğunu söyleyenlere katılmıyorum çünkü bunu yaşayan insanlar illa çok güzel ya da çok yakışıklı insanlar olmuyor. o anki çekimle, enerjiyle ilgili bir durum bu. yani özetle; ilk görüşte aşkla başlayan ilişkiler yüksek beklentiyle başlar ve zamanla hayal kırıklığı yaşama ihtimali daha yüksektir. yaşanmıyorsa da ne mutlu o insanlara ancak zamanla sevmek ise sıfırdan bir beklentiyle başlamaktır ilişkiye. o beklentiyi karşılıklı şekillendirirsiniz ve bu bence çok daha güzel ve değerli.

zamanla sevmek ya da nefret etmek mümkün ancak ilk görüşte aşk, imkânsız

ilk görüşte fiziksel olarak karşınızdakinden hoşlanabilirsiniz. bu, fiziksel beğenilerinizin karşınızdaki kişi ile idealleştirilmesidir. gerçekte olan karşınızdakinin fiziksel özellikleri değil, kendinizi bulduğunuz andır. yani onda sizi çeken şeyler zihninizde yaratmış olduğunuz imgelerin bir araya toplanmış hâli, anlık resmidir.

bilinçaltımız çok basit bir şekilde çalışır. aslında bu basitlik, çağlar boyunca birçok yanlış yargıya, klişeye ve yanlış anlamaya neden olmuştur. bilinçaltımız daha biz farkına varmadan bir fikir oluşturabiliyor ve bunlar daha sonra bilinçli düşüncemize yayılıyor ve de buna göre tepki veriyoruz. örneğin gözlerimiz, herhangi bir duyu gibi, fiziksel zevkler tarafından yönlendirilir. bu, çektiğiniz şeyin mutlaka mantıklı veya sağlıklı olduğu anlamına gelmez.

yani sadece anlık yanılsamalar yaşıyoruz. çünkü tanımadığınız birini sevemezsiniz, henüz onun hakkında ne gördüğünüzü tam olarak siz de bilmiyorsunuz. nasıl olduğunu bilmiyorsunuz, nasıl düşündüğünü bilmiyorsunuz, nasıl yürüdüğünü bile bilmiyorsunuz. o kişiyle hiçbir şey deneyimlemediniz, ona olan hissinizi destekleyecek hiçbir şeyiniz yok. bunun adı ne olursa olsun, ama aşk değil. aşk bu kadar ucuz değil. aşk, bir yüzden ve bedenden çok daha fazlasıdır.

ilk görüşte aşkı savunan bir yorum da şu şekilde

ilk görüşte aşk yaşamayanın anlamayacağı bir şeydir. yaşayana kadar ben de kalkıp "olur mu lan öyle şey" diyordum, ergen ergen konuşmayın diyordum.

mesele fiziksel güzellik değil, her ne kadar onlardan geri kalır yanı olmasa da, hem türkiye'de hem de yurtdışında mankenlik yapan kadınlarla da birlikte oldum, ilk görüşte dibim düştü ama aşık olmadım. aşk fedakarlık mevzusu da değil, hiç tanımadığım birisi zarar görmesin diye suratımdan vuruldum, ama aşık olduğum kişi için böyle bir şey yapmadım mesela. onu gördüğüm anda içimde daha önce olmayan bir şey oraya yerleşti, bunca sene var olduğunu bilmediğim bir şey içimi kapladı. önceden de sevgililerim olmuştu, sevmek böyle bir şey diye kabul ettiğim şeyin aslında sevgi olmadığını o an anladım.

nefes alacak yerim bile kalmamıştı, hani soluyorum ama aldığım hava bile içime işlemiyor, sadece onun parfümünün kokusu geliyor. bakıyorum ama sadece o var, kalan her şey flu. bir kaç cm uzağımda sadece, daha önce binlerce kişiye temas etmişimdir ama ona dokunmayı hem herşeyden daha çok istiyorum hem de hayatımda hiç korkmadığım kadar korkuyorum. kelimelerle anlatmam mümkün değil, yeni bir renk tarif etmeye benziyor, sadece ben biliyorum, nasıl anlatayım ki, sadece yaşamış olan anlar, ona da tarif etmeye gerek yok.

zamanla sevmek ise zamanla kabullenmektir, insan zamanla sevilen bir şey değildir. arkadaş seçerken uyuz olduğunuz kişiyle zorla bir şeyler yaparak arkadaş olmaya kasmazsınız, kafanız uyuyorsa arkadaşınız olur, arkadaş gibi daha az önemli bir pozisyonu bile seçerek doldururken sevgiliyi zamanla şey olur ya diye seçmek hiç mantıklı değil. ha tabi bunu şimdi diyorum, çünkü ilk görüşte aşkı yaşadım, önceden ben de zamanla düzelir, zamanla olur, hallolur diye düşünüyordum, sonradan anladım doğru bir yaklaşım olmadığını.

aforizmalar

zamanla sevmek gerçekçiliktir, ilk görüşte aşk hayalcilik.
zamanla sevmek daha mantıklıdır, ilk görüşte aşk daha çocuksu.
zamanla sevmek karşı tarafa güven verir, ilk görüşte aşk aşık olana heyecan verir.
zamanla sevmek uzun ömürlüdür, ilk görüşte aşk elbette kısa ömürlüdür.
zamanla sevmek kadınların işidir, ilk görüşte aşk içindeki çocuğu öldürmeyen erkeklerin.
zamanla sevmek evliliktir, ilk görüşte aşk kaçamaktır, meydan okumadır, risktir.
zamanla sevmek dengedir, ilk görüşte aşk dengenin şirazesinin kaymasıdır.
zamanla sevmek geleceği görmektir, ilk görüşte aşk geleceği yaşamaktır.
zamanla sevmenin bir karizması vardır, ilk görüşte aşk zaten karizmadır.
zamanla sevmek razı olmaktır, ilk görüşte aşk fedakarlık.

zamanla sevmek aşkın bir parçasıdır, ilk görüşte aşk aşkın ta kendisi...

son söz

aşk’ın yaşı yirmidir, gerisi zevke girer.

yirmisinden önce âşık olanlar, bilinmezliklere sevdalıdır, merak edişlere, hayran kalışlara, kendisini düşünen birinin olduğuna olan inanışlara sevdalıdır. hayal kurmayı, kurduğu hayalin içinde kalmayı, uyanmak istemeyerek, umut etmeye sevdalıdır.

yirmisinden sonra âşık olanlar ise, seçici birer zevk insanıdır!

nasır tutmuş duygularına tecrübe diyen, bencilleşmiş kibrine profesyonellik diyen,
hesapsız teslim olamayan, plansız adım atamayan, korkak/çekingen/kararsız birer erkektir/kadındır.

milyonda bir çıkma ihtimali olan milli piyango bileti alan insanlarız biz, aşkın geleceğine neden inanmayalım. o çocuk ruhunuzu kaybetmediyseniz halen, güneşin doğduğu ufka doğru baktığınızda halen içinizde bir umut var ise, aşık olup zamanla sevecek birisini bulacaksınız demektir…