Ciddi Hasar Verebilecek Bir Hareket: Yalnız Kişinin Hayatına Girip Dağıtıp Gitmek

Bir süredir yalnız olan biriyle kısa süreli romantik ilişkiye girip sonra da sıvışan insanları daha görünür kılacak bir içerik hazırladık.
Ciddi Hasar Verebilecek Bir Hareket: Yalnız Kişinin Hayatına Girip Dağıtıp Gitmek

Nedir bu?

kişi yalnızlığı ile mutlu mesut bir şekilde kendi düzeninde yaşarken, onun hayatına girip, düzenine ortak olup, gem vurulmuş duygularının gemini çözmek sureti ile içinde bir kıvılcım çaktırırsın.

sonra konuşur, tanışırsın. kişiyi kendine güvendirip, "lan galiba bir şeyler ölmemiş" dedirtip, bir ilişkiye adım attırırsın. daha sonra gösterdikleriyle görünenler arasındaki farklar belirginleşmeye başlar.

yalnız kişi, kendiyle birlikte mutlu olduğunu söylediği karşı cinsin aslında ne yapmak istediği ile ilgili kuşkular duymaya başlar. kendince masum duyguları uyandıran karşı tarafın aslında anlattığı gibi olmadığı gerçeği ile ayılmaya başlar. daha sonra konuşulur, cevaplar yetersiz ve tutarsızdır. karşı taraf kendini iyi hissetmek için yalnız kişinin duyguları ile oynamakta bir beis görmemektedir.

sonrası, yalnız kişi tekrar yalnızlığına dönecektir. ama bu sefer, kendine lanet edip, bu zamanda böyle bir duruma inandığı ve içinde çıkan kıvılcımı da söndürmek için uğraşacaktır. kendini tam olarak ifade edemeyip, kendini farklı gösterip, sonrasında karşı tarafı manipüle edenler, yalnız ve dürüst insanlardan ve onların kendileri için kurduğu düzenden uzak durunuz. gidin kendinizi iyi hissettirecek, serengeti düzlüklerinde yarınlar yokmuşcasına yürüyen avcı yürekli kişileri bulun. sizin dilinizden onlar anlar. konuşacak ortak bir dil bulursunuz.

Yaşayan biri anlatıyor

yalnız kişinin hayatına girip dağıtıp gitme... beni aşil topuğumdan vuran, gönlüme swat operasyonu, can evime siha saldırısı düzenleyip taş üstünde taş bırakmayan olay. çok dertliyim bu konuda. kafam da çorba gibi. düşmanlara bayram zamanı, kindarlara gün doğdu. kafam o kadar karışık ki muhtemelen konuyu toparlamakta güçlük çekeceğim. kahpe hayat, zayıf bir mahluk olarak insan, dermansız dertler... maalesef hepimizin zaafları var. açıklar veriyoruz. ihtiyaçlarımız var.

kafam neden karışık orası da bir garip. artık hak ettiğime mi inanıyorum, bilmiyorum ki. olabilir. dur, tuzlukla koşmayın amk hemen. bu olaya ekşi sözlük'te narsist çarpması denmiş, kısmen doğru.

talented mr ripley'de patricia highsmith mükemmel tasvir etmiştir bu olayı. önce "üstüne güneş gibi doğar" bu dağıtıcı insan. hayatına girişi ışıklar saçarak olur. bu zamana kadar ne boş ilişkiler kurmuşum dedirtebilir. ardından da çok çeşitli sebeplerle toz olabilir. ondan sonrası da bir anda kararıp solan gökler, üstüne buz gibi ayazlı bir gece gibi çöker.

ikincil bir konu, narsistin tek ilacı başka bir narsist. bu da bundan sonra böyle biline. parti düzenleyin, şenlikleri başlatın, bayrakları asın, fişekleri ateşleyin, maytapları yakın. judgement day geldi çattı. artık hesap verme zamanı. old sins cast long shadows. cehennem makinesi ayağınıza geldi. kantarın boş ucuna kanlı çuvallar doldu, yerler gökler alev aldı, denizler kaynayıp taştı, ayakların altından halı gibi çekildi gitti yeryüzü. boşlukta savrularak atmosfere karıştı ölü ruh. narsisti narsiste kırdırdılar. narsist, nerdeyse istisnasız şekilde başka bir narsistin eseridir. aynen ölümcül bulaşıcı bir virüs gibi kişiden kişiye aktarılır. nasıl kaynağı bir narsist ise ilacı da bir narsist. aynı covid gibi. virüsün de narsist. aşın tedavin de narsist.

derdini de anlatacak insan bulamazsın. olanları takribi 30 kişiye filan anlatmaya çalıştım ama çoğunlukla bön bön bakıyorlar. kendimi maalesef en iyi ben anlıyorum. nasıl bir trajedi bu? belki de bir kendini cezalandırma durumu, belki bir self destruction destanı, belki günahların bedeli. the good place'teki sonsuz ayılış döngüsü gibi: we aren't in the good place, this is the bad place... hiçbir şey anlatmadan şu noktaya kadar geldik çok şükür. henüz bir sonuca varamadım. henüz safsata aşamasındayım. lânet mi yedim noldu acaba gibi...

Son söz

evet, yaşamışlığım var. gayet güzel kendi kafamca geçinip giderken hayatıma böyle birisi girmişti. başta sıcak bakmıyordum, hatta kırmadan nasıl iletişimi kesebilirim planları yapıyordum. sonra her şey bambaşka hale geldi, değişimin hızı yalnızlığımı alıp götürdü.
sonra tam alışmışken, hayatımdan çıktı.

kendimi terk edip, ona koşmuştum. o da gidince afalladım, dağıldım. fakat kısa sürdü dağınıklığım, şu an o günleri düşününce gülümsüyorum. hep derim; hayat, bize öğretene kadar aynı dersi defalarca verir.

birisi hayatınıza girince, kendinizi unutmayın. onun için yaşamayın, onunla beraber yaşayın.
ayrıca özellikle kimseyi hayatınızda tutmak için mücadele etmeyin. eğer bir maden safsa, çürümez.