Denizler Tarihinin Gelmiş Geçmiş En Psikopat Korsanı: Roche Braziliano

İsminin Braziliano olduğuna bakmayın, 1630 ve kaybolduğu 1671 yılları arasında yaşayan bu psikopat, bir Hollandalıydı.
Denizler Tarihinin Gelmiş Geçmiş En Psikopat Korsanı: Roche Braziliano

roche brasiliano... bir korsandan çok seri katil gibiydi, işkence ustasıydı. tarihin görüp görebileceği en acımasız, en psikopat korsanıydı.

öncelikle gerçek adı tam olarak roche brasiliano değil. asıl adı net bilinmemekle birlikte, hollandalı olduğu kesin. “brasiliano” lakabı da brezilya’dan geldiği için takılmış. brezilya’da bir süre yaşadıktan sonra karayipler’e geçmiş ve orada korsanlığa başlamış. etkin olduğu yıllar 1600'lerin ortası. istediğini yapanın borusunun öttüğü, kılıcı keskin olanın krallık tasladığı yıllar. roche brasiliano da tam bu dönemde ortaya çıkıyor. jamaika ve çevresindeki sular onun oyun alanı. ispanyol gemilerine dadanıyor, ganimeti kapıyor, esirlere ise acımasız işkenceler yapıyor.

roche brasiliano korsanlığa başlamadan önce brezilya’da çiftçilik yaparken, portekizliler tarafından topraklarından atılıyor. “madem düzgün yaşamak yok, ben de kafama göre takılırım” moduna giriyor ve soluğu karayipler’de alıyor. orada kendisi gibi sistemden bıkmış, içki düşkünü, kolay yoldan zengin olma heveslisi adamlarla tanışıyor. gemi ele geçir, malları çal, adamları öldür, sonra parayı içkiye yatır. roche’un hayat felsefesi bu. ilk başlarda sadece ganimetin peşinde gibi görünse de zamanla karanlık tarafı açığa çıkıyor, özellikle ispanyollara karşı olan nefreti. onlara olan nefreti öyle boyutlarda ki, işkencelerin boyutu sınır tanımaz hale geliyor. sanki onları sadece düşman olarak değil, bir nevi oyuncak gibi görüyor. esir aldığı ispanyolları, kafasına göre öldürmüyor. önce biraz oynuyor, kimi zaman ellerini ve ayaklarını kesiyor, sonra bir köşeye oturtup öylece ölüme terk ediyor. bazen gözlerinin önünde arkadaşlarını parça parça doğratıyor. ama en meşhuru iki ispanyol çiftçiyi diri diri kızartması. onları yere bağlatıyor, altlarına odun yığdırıyor, ateşi yakıyor ve canlı canlı pişiriyor. sebebi mi? “sizden 2 domuz istemiştim, neden vermediniz?” psikopatlığın vücut bulmuş hali resmen.

O yıllarda korsanların dadandığı ticaret yolları.

brasiliano’nun hayatının %60’ı denizde, %40’ı rom şişesinin dibinde geçmiş. sürekli sarhoş, sürekli serseri gibi dolaşan bir adam. kendisiyle içmeyeni vurmakla tehdit edecek kadar ileri giden bir kafa yapısından bahsediyoruz. yanında içki içmeyen olursa “sen bana hakaret mi ediyorsun?” deyip gırtlağına kılıcı dayıyormuş. hatta bazı kaynaklara göre gerçekten sırf kendisiyle içki içmedi diye adam öldürdüğü bile söyleniyor. yani masaya oturduğunda "şerefe!" demezsen ve onunla kadeh tokuşturmazsan, içkinin vücuduna vereceği zararı mumla arayacak hale geliyorsun. ispanyol gemileri, karayipler’de roche’un adını duyunca rota değiştirecek duruma gelmiş. brasiliano o kadar manyak ve acımasızmış ki, anneler "ağzına biber sürerim bak" demek yerine "seni brasiliano'ya veririm" diyormuş. ayrıca brasiliano, esirlerinin ağzına acı biber doldurup, bazen de barut doldurarak onları yakıyormuş. onunla çatışmak, sadece yenilmek değil, rezil bir işkenceyle ölmek anlamına geliyormuş. bir keresinde küçük bir ispanyol köyünü bastıktan sonra, köyün ortasına masa kurup domuz çevirme partisi verdiği, bu sırada köylülerin önünde işkence yaptığı anlatılır. yani düşmanı sadece öldürmüyor, önce insanlığını elinden alıyormuş.

bu işkenceleri yapan, insanları keyfi şekilde öldüren roche brasiliano birden ortadan kaybolmuş. bazı tarihçiler onun sonunda ispanyollar tarafından yakalandığını ve infaz edildiğini söylüyor. bazılarıysa “bir gece içip içip denize düştü, bir daha da bulunamadı” diyor. bir ihtimal de, korsanlığı bırakıp sessiz sedasız bir adada emekli hayatı yaşadı ama bu ihtimal pek gerçekçi değil...