Dünyayı Yöneten Hormon Testosteron ile İlgili İlginç Bilgiler

Erkeklerde testisler, dişilerde ise yumurtalıklarda üretilen androjen grubu steroid hormonu testosteronla alakalı birbirinden ilginç bilgiler.


testosteron seviyesi ve parmak ilişkisi

ana rahminde hem kadın hem erkeğin maruz kaldığı testosteron seviyesi, işaret ve yüzük parmaklarının uzunluklarının kıyaslanmasıyla tahmin edilebilir. yüzük parmağının, işaret parmağından uzun olması durumunda ana rahminde fazla testosterona maruz kalındı demektir. bu durum erkeklerde fazla sperm sayısı, kadınlarda ise kendine güvenle ilişkilendirilir.

bir başka araştırma da yine ana rahminde maruz kalınan testosteron miktarına göre bebeklerin oyuncak seçimi

bunun için bebeklere göz hareketlerini algılayan bir sensör takılıyor. ve ekrana daha feminen görüntüler ve daha maskülen görüntüler yansıtılıyor. bebeğin bakışını hangi yöne yönelttiğine göre bir çalışma yapıyorlar. çalışmanın sonucu tahmin edildiği gibi. yani küçükken elimize tutuşturulan oyuncaklar sadece toplumsal normlardan kaynaklı değilmiş. yine aynı durumu araştırmak için bu sefer maymunlara oyuncaklar veriliyor. erkek maymunlar kamyonu, dişi maymunlar bebekleri tercih ediyor.

çocukluk döneminde bu hormonun seviyesi sabit kalıyor. ergenliğe girildiğinde ise artıyor. ama bu durumu sadece cinsel anlamda değerlendirmemek de gerekiyor. bu dönemde erkekler risk almaya daha açık oluyorlar. ve araştırmalara göre 16-22 yaş aralığındaki ölüm oranı diğer yaş gruplarına göre daha fazla.

yaklaşık 20 yaşına geldiğinde bir erkeğin testosteron seviyesi aşağı yukarı belli oluyor. yani ortalamaya göre az veya çok. ama bu seviye çok da sabit değil aslında. bir rugby takımının oyuncuları maça girmeden önce seviyesinin belirlenmesi için örnek veriyor. oyun arasında yani rekabetin en yüksek olduğu zaman yine örnek veriyorlar. ilk verilen örneğe göre hormon seviyesi artıyor, fakat ilginç olan ev sahibi takımın diğer takıma göre ortalama 3 kat daha fazla artmış olması. ama buna rağmen maçın sonunda ev sahibi takım kaybediyor. maç sonunda tekrar örnek alınıyor. ve seviye yerlerde tabii ki. (burada parantez açmak zorundayım. bu takımdakilerin hepsi bu örneği veriyor. normal şartlarda türkiye'deki erkeklere testosteron seviyenizi ölçmek istiyoruz gibi bir şeyle gitseniz 1-2 standart dışı erkek haricinde hiçbir erkek kendi seviyesinin ölçülmesini kabul etmeyecektir.)

dişilerdeki testosteron seviyesine gelirsek

bunun için sırtlanlarla ilgili bir deney yapıyorlar. dişi sırtlanlar hamilelik öncesi, erkek sırtlanlara birebir benziyorlar. saldırganlar, erkekler üzerinde baskı kuruyorlar ve hatta sahte bir penisleri bile var. dişilerdeki saldırganlığın ana rahminde maruz kalınan testosteron seviyesine göre nasıl değiştiği araştırılıyor. aslında pek de etik olmayan bir araştırma. dişi bir sırtlana hamilelik dönemi boyunca testosteronu bloke edecek ilaçlar veriliyor. bu anneden doğan dişiyi ve normal bir anneden doğan dişi arasındaki farka bakıyorlar. normal anneden doğan dişi, çevresindeki erkeklerin yemeğe yaklaşmasına bile izin vermezken, testosteronsuz dişi erkekle birlikte kardeş kardeş yemek yiyor.

insanlara gelince bu durum biraz farklı

yani testosteronla saldırganlık arasında direkt bir ilişki henüz kurulamadı. ama statü-testosteron arasındaki ilişkiyle alakalı birkaç deney yapılıyor. birbirini görmeyen iki erkek denek var. deneklerden birine 100 dolar veriliyor. ve karşı taraftaki kişiye paranın ne kadarını paylaşmak isterse o kadarını vermesi isteniyor. neredeyse hiçbiri yarı yarıya paylaşmıyor zaten. ama şöyle de bir durum var. karşı taraftaki kişi gelen parayı kabul etmezse ikisi de bir şey alamıyor. para her ne kadar havadan gelmiş olsa bile, kendisine verilen para diğerine verilen paradan daha az olduğu müddetçe kimse bunu kabul etmiyor. yüksek testosteron = parayı kabul etmeme. bu durum, kadın veya erkek farketmez, yüksek testosterona sahip bireylerin bu durumu küçük düşürücü bir olay olarak kabul edip, statülerinin sarsılması için bir tehdit olarak gördüğünü gösteriyor.

benim en fazla ilginç bulduğum deneylerden biri balıklarla ilgili

bir akvaryumda aynı cinsten belli sayıda dişi ve erkek balık var. balıkların 1-2 tanesi hariç hepsi aynı renk ve aynı boyuttalar. diğer renkli olan balıklar ortamdaki güçlü erkekler. diğer erkekleri ise tamamen dişilerin görünümünde, testisleri yok, spermleri yok, dişileri dölleyemiyorlar. yani koskoca akvaryumdaki dişileri dölleyen sadece 1-2 tane erkek balık var. bir süre sonra bu renkli olan balıklardan biri akvaryumdan alınıyor. diğer erkekler önce bir mala dönüyor, sonra içlerinden biri birkaç saat içinde renklenmeye başlıyor. birkaç gün sonrada sperm üretmeye başlıyor. aslında bu durum erkeklerin statü kazandıkça testosteron seviyesinin arttığını gösteriyor.

not: testosteron bütün omurgalı canlılarda aynı işlevi gördüğü için balık-maymun-insan-sırtlanlar üzerinde yapılan deneyler bütün omurgalı hayvanlar alemini içine alır.

not 2: kadınlar evrimsel olarak yüksek testosterona sahip erkekleri bir bakışta fark edermiş. sanırım çevresindeki kadınlar tarafından ilgi odağı olan ve çoğu zaman piç olarak tarif edilen kişilerin neden tercih edildiğine dair bir ipucu sanırım.

not 3: bu deneylerden kadınların statü sahibi, paralı erkekleri neden sevdiği gibi bir durum ortaya çıkabilir. bunun tam olarak doğru olduğunu düşünmüyorum. nasıl erkeklerin testosterona kendilerini kaptırmamaları için yeterince akılları varsa, kadınların da bir erkekte aradığı tek şeyin testosteron olmaması gereken akılları da var. ama gün gelir böyle bir erkekler birlikte olursanız çevrenize hormonlar yüzünden deyip yırtabilirsiniz.

ekleme: kaçırılmaması gereken nokta testosteronun uzun vadeli davranışları açıklayamaması. bahsettiklerim genelde gündelik etkiler.

Cinsel Düşkünlükle Karıştırılmaması Gereken Ciddi Bir Kadın Hastalığı: Nemfomani